"the conduct of life" isimli, söylevlerinden (vaazlarından) derlediği deneme kitabı yakın zamanda ilk defa türkçe olarak "hayatın idaresi" ismiyle basılacak. çok büyük ihtimalle iş bankası yayınları hasan ali yücel klasikler dizisinden...

ben önsözünü ve ilk deneme olan "kader"i okudum henüz.

önsözün girişi:

"ralph waldo emerson (1803-1882): 20. yüzyıl öncesi amerikan düşüncesinin başlıca ismi. özellikle yazdığı denemelerle günümüze kadar uzanan bir etki yaratmış özgün ve üretken bir ses. döneminin belli başlı amerikan entelektüelleriyle temas halinde, bir ayağı da avrupa'da, özellikle ingiltere'de. yazıları kadar söylevleriyle de düşüncelerini yaygınlaştırıyor. şair bir yanı da var..."

önsözün başka bir kısmı: (meraklısına)

"aşkıncılığın başlıca temsilcisi sayılan emerson insanın kendine dönmesi, özgürleşmesi, doğru eylemi bulması, doğayla bütünleşmesi, bu noktada toplumun, kültürün, dinin, iradenin, özyapısal niteliklerin rolü meselelerini çeşitli açılardan ele alır ve soruşturur. emerson'a dair bir başka önemli husus, onda daha sonra nietzsche tarafından geliştirilip en üst noktasına vardırılacak olan "güç" kavramının bir takım işaretlerine rastlıyor olmamız. söz konusu olan, insan merkezli bir felsefe kurmak olduğu için, bireyin kendini çoğaltıp (ve bazı bakımlardan azaltıp) gerçekleştirmesi yolunda "tinsel güç" önemli bir eksen. bireyin bilgi edinme ve hakikate varma yolları da bu eksen üzerinden değerlendiriliyor (ve tanıtlanıyor).

ancak emerson'u asıl özgün kılan yan, onun avrupa, orta doğu ve hint düşünüş sistemlerini tanıyan ve avrupa yazınsal kanonuna hakim biri olarak yüzünü amerika'ya dönmüş olması: burada bulduğu yalnızca yeni kurulan, endüstriyel devrimin heyecanıyla gelişen ve ağırdan ağıra özgüven kazanan bir ülke değil, aynı zamanda avrupa'dan çok farklı bir coğrafya, amerika'nın zengin yabanıl doğası. yani emerson, amerika'nın ikili yanını kendinde felsefi düzeyde taşıyan biri: bir yanda avrupa'dan devralınan birikim, diğer yanda o birikimin arkaplanıyla tam anlamıyla örtüşmeyen ve o birikimin yanıt veremediği yeni bir altyapı - bambaşka bir doğa ve topoğrafya, bambaşka siyasi ve toplumsal meseleler, yeni yeni şekillenen, öncesi binyıllara dayanmayan, köklerini avrupa'dan almış ancak düşünsel anlamda avrupa'dan bağımsızlaşmaya çabalayan bir halkın zihin yapısı.

önsözden hoş bir alıntı:

"...ikili niteliğiyle emerson'u volkanik bir taş parçası gibi düşünmek mümkün: ilk bakışta kaba, şekilsiz, yamrı yumru duruyor, elinize alıp çeviriyorsunuz, üzerindeki mineral damarları alışılmadık türden pırıltılar yansıtıyor gözünüze, şaşıp kalıyorsunuz..."

"kader" denemesi veya açık seçik vaazı muazzam bir metin. o kısmı kesip almalarla, vecize veya cevizelerle piç etmek istemem. basıldığında meraklısı okur. benim ingilizcem yetmiyor, ingilizcesi yeten basılmasını beklemez orijinalinden okur...

hoş bir detay ise (emerson'un kendilerinin doğusunda kalan her türlü medeniyete entelektüel olarak hakim olduğu bilinen bir şey olmasına rağmen) bu eserde kendisinin düşkün olduğu ve alıntı yaptığı iki isim:

ali bin ebu talip (hz. ali) ve hafız şirahi (kısaca hafız, biz doğulular kısa kesiyoruz)

kaderimizde varsa okuruz, okursak kaderimizde vardır...