iç güdüsel olarak sevdiğimiz çok şey vardır. gördüğümüz an aptalca sırıttığımız, nedenini hiç sorgulamadığımız sevmelerimiz. hatırlattığı şeylerden mi yoksa hissettirdiği şeylerden mi bilinmez. aslında bilmek istemeyiz.

ölesiye sevdiğini söyleyen çok fazla insan vardır. oysa sevesiye öldürenler daha fazladır. cinayetlerin adı aşk olmuşsa ne çıkar ki bundan. şimdiye kadar bir şey çıkmadı.

aslında 66. sone ile ötenazi arasında bir bağ kurabildiğim zaman şiir yazabileceğime inanıyorum. bu sadece inanmak. yaşamı hep ölümle tarif ettiler, yaşamayı yaşatmakla tarif etsem ne çıkar ki. yaşatmak, asla bir hatırlama veya hafıza durumu değildir. bundan sonra gelen gerçeği öğrenmek önemli değil. zaten bilmek de istemiyorum.

dünyanın en tatlı cümlesini kuran biri tarafından kandırılmak iyi bir şeydir. kötü cümlelere rağmen senin birini kandırabilmen ise daha iyidir. inanmak istediğin sürece gerçeğin ne önemi olabilir ki allasen.

hangi konuda kime güveneceğinizi nasıl seçersiniz. seçmeden güvendiğin zaman konunun ne önemi kalır değil mi? seçtiğiniz biri varsa konunun ne olduğu önem kazanır. aslında hep seçmeye çalışırız ama seçenekler genelde bir tanedir. çok nadir ikidir. diğer türlü olunca anlayın ki zaten gerçek bir konu yoktur.

ne oldu şimdi? hiç.
tümünü göster