b.d: canın acıyorsa sessizce susarsın kumral adam

...susmaktan değil ölmekten korkuyorum duygu perisi

b.d: ölmek nedir bilir misin ki sen? hiç öldün mü?

...acım bazen o kadar büyüyor ki ölüm ne ki yaşam varken diyorum ve evet öldüm.

b.d: peki, sen hiç 'olmak' uğruna öldün mü? bir şey herhangi bir şey olmak uğruna ölmek?

...ben işte...o... onun için öldüm defalarca kelep kelep zincirlenerek sanki...o oldum.. ben, ben değildim oydum...o oldum onun uğruna da öldüm...

b.d: hayatının farklılıklarını görmek için böyle bi süreçten geçmeli ve görmeliydin...ama sen olmak nedir bilmezsin ki...ne oldun ne de öldün...sadece yandın..

...geçtim ve gördüm..yandım, yandım da yandım...

b.d: öyleyse susma vakti, hüznünü, hatalarını ve günahlarının bedelini yüklenip gitme vakti

....ama gitmek....gi...t...mek...yok olmak, susmak çok ağır kalsam da gitmesem, gitmesem de kalsam?

b.d: umutsuzluğa yakışır bir biçimde hissetmektesin ama yolun sonunu, bilmeyerek istemeyerek de olsa sen hazırladın...

... insan bu dünyada yaşadıklarından hesaba çekilmemeli...ya ahiret? orada zaten hesap vermeyecek miyiz?

b.d: sus kumral adam şüphesiz o her şeyi en iyi bilendir.
tümünü göster