otur. iki dakikada sana adıyaman tütünü sarayım, hoş beş edelim. analiz edilmesin samimiyet. testlere tabi tutmayalım kişileri ve kimse hiç bir yere gitmesin desem, çok luck strike bir durum olurdu biliyorum. mentol tadı gibidir gidişler, önce farklı bir şeyler oluyormuşcasına şaşkınlığa düşersin. daha sonrasında tütünün ırzına nasıl geçildiğini görürsün. tütün geriye kalandır; küldür, çıkan dumandır, paylaşılan şeydir. mentole gerek yoktu, hele birasız kalınacaksa hiç çekilmez söyleyeyim. gitme, kalman daha iyi desem, neye göre lan? diyecekler belki. ama diyorum, çok luck strice bir durumda kalarak.
ben yalnızlığa olduğu gibi sürüye de inanırım, ister üç kişilik , ister beş.

lucky strike; sigaranın afilisi, en havadar iklimi, en gösterişli tarafı. yaşamak bile bir tür böbürlenme halidir. sigaramın dumanı işveli işveli dans etmiş çok mu? hele ben onu izlerken sanki bir başka şekilleniyor. kim suçlayabilir sigarayı. kim suçlar ki dumanı. kim suçlayabilir bu tütünün lucky olmasını. kim suçlayabilir seni sigara üzerine yazılan "olası" çıkarımların için? kendim demeye meyilliyiz. bir de ben biliyorum ya bu yeter demeye. ama yinede mentol gitmek gibidir, kapsül patlıyor ve tütün değişiyor. her ne zaman birileri gitse, bir mentol kokusu sarıyor, başta serinleten ama sonrasında mide spazmı geçirten. alışmak mı lazım?
bilmem.

izin verilse belki yazı bile yazılacak sigara dumanıyla. if you get lost...... devamı okunmuyor. gözüme de kaçıyor kerata duman.

-sen çok şanslısın ha?
-neden?
- yazılarına yansıyan samimiyeti görenler var.
tümünü göster