""benin""

biliyorum biliyorum. bu ülkenin ismini çok duydunuz. her seferinde de tuhaf karşıladınız böyle ülke ismi olur mu diye. ne diyeyim, haklısınız. her seferinde aklıma ülke kurulurken ismi hakkında geçici komitede yapılan tartışma geliyor.

bir taraf var. bunlar sonuna "bişey bişey demokratik cumhuriyeti" tarzı şeyler ekleyelim diyor. öteki taraf, uzatmanın anlamı yok, bi isim verelim geçelim gidelim daha anayasa yazıcaz, filan diyor. yok öyleydi böyleydi. konu geliyor port-novo (başkent) delegesinin annesine. işte devrim lideri filan "beyler ayıp oluyo, herkes kendi annesinden örnek versin lütfen" filan diye orta yolu bulmaya çalışırken (oportunist olmuş it), port-novo delegesi hırsla kelimeleri karıştırıyor. "senin ben ananla sevişirim" diyeceğine "benin!" diye başlıyor, yaptığı kelime yanlışının farkına varıyor. herkes birbirine bakıyor. ismi bulduk filan oluyorlar. sonra bi dostluk havası. el sıkışmalar filan.

eee demokratik cumhuriyet, halk cumhuriyeti filan diyeceksiniz. yok öyle bişey. benin. sadece benin. ya beninsin ya kara toprağın. sen beninsin. büyük düşün.
tümünü göster