ah ingeborg!

neden mi? bilmiyorum.

pek çok şeyi bilmediğim gibi.

neden yokum. neden yoksun. uzak nedir, neyle beslenir?

insanlığa yüklenen tüm bu acılar bir uzay boşluğunda da birikiyor mu karın boşluklarından başka.

korkular kendilerinden korkuyorlar mı ayna karşısında.

özlemler özlenir mi?

birbirine karışan yüzler birbirlerini tanır mı bir sokakta karşılaşsa.

bu bölük pörçük yazılar tamamlanır mı kendiliğinden bir gün.

oysa önceden yazılmışları kopyalıyorduk. film çeker gibi bir edayla, o orijinal tavırlarla yaşıyorduk her anı. tüm hissettiklerimizi önceden yazmıştı keskin, özlü, rimbaud, baudelaire. yine de icadın sancılarını çekiyorduk işte. bunun bizi özel kıldığına inanıyorduk. neticede hala farklı yataklarda uyuyorduk, aynı sulardan içmiyorduk. başkaydık işte.

ah ingeborg, doğru ya sen hepsini gördün. senden tek istediğimiz buydu. yargısız insaf!
tümünü göster