kimsenin hakkı kimseye geçmiyor ve insanların lanet olası bir sarhoşu ne yapacaklarını düşündükleri tek yer denizin ortası.

bu başlığı görüp de sataşmamam mümkün mü? o ki ben kesin atalarından biri kelt olan, değilse keltlerin kökeninin pomaklar olduğuna emin olan ben, her gün içip, iki üç günde bir de bu zalım şarkıyı dinlerken. sahi bir sarhoşu siktiredemeyeceğiniz tek yer denizin ortası ya, ne acı. önce sözleri gireyim hatta az çevireyim, onra meramıma döneceğim.

what do you do with a drunken sailor, (bu sarhoş denizciyle ne yapacakınız?)
what do you do with a drunken sailor, (den den)
what do you do with a drunken sailor, (den den)
earl-eye in the morning! (sabah erkenden) (yalnız örli demezler bu irish ayyaşları, oörlay diyorlar)

chorus: (koro)
way hay and up she rises (hop hop ve yükseliyor ya da dalgalanıyor işte, she'den kasıt da gemi)
way hay and up she rises (den den)
way hay and up she rises (den den)
earl-eye in the morning (kafa atayım mı)

shave his belly with a rusty razor, (kör usturayla göbeğini traş edin) (şerrrefizler)
shave his belly with a rusty razor, (den den)
shave his belly with a rusty razor, (den den)
earl-eye in the morning! (bu öğrenildi)

chorus (koro) (gene işte)

put him in the hold with the captain's daughter, (kaptanın kızının yanına koyun) (yani tabii uyurken yatağına gibi)
put him in the hold with the captain's daughter, (den den)
put him in the hold with the captain's daughter, (den den)
earl-eye in the morning! (sence?)

chorus (aynı konuyu tekrarlamayalım)

what do you do with a drunken sailor, (den den)
what do you do with a drunken sailor, (den den)
what do you do with a drunken sailor, (den den) (neyin den deni, ten ten'in)
earl-eye in the morning! (bıktıracak kadar)

chorus

put him the back of the paddy wagon, (galiba nezarete atmaktan ya da filikaya koymaktan bahsediyorlar, tam ben anlamamışım)
put him the back of the paddy wagon, (den den)
put him the back of the paddy wagon, (den den)
earl-eye in the morning! (yeterince)

chorus

throw him in the lock-up 'til he's sober, (ha asıl burada ayılana kadar kitli kalacağı yere fırlatmak diyor ki deminki filikaymış herhalde)
throw him in the lock-up 'til he's sober, (den den)
throw him in the lock-up 'til he's sober, (den den)
earl-eye in the morning! (simultane iş yapıyorum burda beya)

görüleceği üzere, çok neşeli, eğlenceli bir irish diyarı türküsü. ama tabii drunken olmadan içebilene güzel. o sızmış eleman hakkında nahoş fikir sahiplerine güzel. ya sızana? hoş değil bunlar. insan insana güvenemeden sızamayacak mı arkadaşım? ya da sen sızarsan, o sızar, o sızar, hepiniz sızarsınız; sızmak güzel değilse nedir güzellik ideası.

bu başlık, ne alkolizm ve ben ne de bazı şarkılar var. ayıp ettiğimin de farkındayım ama tutamıyorum kendimi. bu arada bir de sarhoş iskoçyalının şarkısı var, üç ingiliz genç kızına aleti göstererek uyandığı falan, o da eğlenceli, yeminle. yine de irish dediğin başkadır birader, her ayyaşın mekkesidir dublin ya da boston pubları, ya nasip.
tümünü göster