karizmatik olma çabasının tezahürü diyenler olduğu kadar ''güldürmeyin allah aşkına, ne karizması yahu'' diyenlerin tartıştığı inanç/inançsızlık durumu. karizmatik olmak için benimsenen bir felsefe olmayacağını düşünenlerin neden bu yolda bu tarz bir inanç olamayacağı hakkında yorumda bulunmamakta, sadece ''olmaz öyle şey'' deyip geçmekte. onu da ben söyleyeyim istiyorum.

öncelikle ateizm felsefesini benimsemenin sanıldığından çok daha fazla zor bir iş olduğu kanısındayım. ''ben ateistim'' demekle ateist olunabileceği ihtimalini dahi düşünmüyorum. esas olan, kişinin gerçek manada bir yaratıcı olmadığına şüphe kaldırmayacak bir şekilde inanması. bu dakikadan sonra da ateist adama ''çok şey kaçırıyorsun/götün başın tutuşacak öbür tarafta'' tripleriyle tebliğ yapmanın herhangi bir mantığı olmadığını düşünüyorum..

iki çeşit ateist olabileceği kanısındayım. ilk gruba ''allahına kadar ateist'' ismini uygun gördüm ki ne dediğim anlaşılacaktır. yani gerçekten bütün felsefesiyle herhangi bir yaratıcının olma durumuna ihtimal vermemek, allah'ın varlığına inanmamak değil yokluğuna inanmak şeklinde kabul edilmiş ve kendi içinde çelişki barındırmayan bir inanca sahip insanlardan bahsediyorum.

ikinci grubu ise ''münafık ateist'' olarak algılıyorum. ancak uygun gördüğüm münafık sıfatı kişinin herhangi bir riyakarlık veya karizma çabasının tezahürü değil, sadece ateizmi yanlış anlaması ve maalesef ki savunduğu felsefe ve zikrettiği söylemlerin ateist olmaya imkan tanımamasıdır. daha açacak olursak bir kişinin karizma yapmak için allah'a inanmıyorum demesi, o'nun aslında allah'a inanmasını gerektirir. çünkü ilk grup olarak[gerçek ateist yani] bahsettiğim ateist için allah'a inanmamak herhangi bir karizma vesilesi olamaz. çünkü ''olmayan bir şey hakkında yok demenin nesi karizmatiktir'' münafık ateist olan kişinin karizmatik olmak için allah'a inanmıyorum demesi de o'nun allah'a inanmadığı anlamına gelemez. çünkü o münafık ateistin algı evreninde allah imgesi halihazırda durmaktadır. ne bu imgeyi kafasından defetmek için kendisini herhangi bir sorgulama evresine tabi tutmuştur ne de baştan beri bir yaratıcının olmadığı kanaatiyle bugünlere gelmiştir. şayet ateist olmak istiyorsa allah'ın olmadığına kanaat getirmesini sağlayacak bir yola çıkmalıdır.

insan hernangi bir topluluk içinde imtiyaz kazanmak için, herhangi bir durumdan nemalanmak için veya herhangi bir korkudan muaf tutulabilmek için ateist olamaz. barda hatun kaldırmak için ateist olamaz, ayda 10.000 dolar maaş veren ateizm ltd.şti'ye girmek için ateist olamaz ve insan cehennem ateşinden korktuğu için de ateist olamaz. çünkü insan sadece ve sadece allah'a inanmadığı takdirde ateist olabilir. çünkü o, ona hiçbir şey ifade etmeyen cehennem ateşinden korkmaz. şayet cehennem ateşinden korkuyorsa zaten ''tanrıyı inkardan'' söz edemeyiz. ayda 10.000 dolar maaş almak için emin olun ki bütün gücünüzle götünüzü yırtsanız tanrıya inanıyorsanız ateist olamayacaksınız ve yine cillop gibi kalçaların, stinger füzesi kıvamındaki memelerin cazibesinden dolayı tanrıyı inkar edemeyeceksiniz. dediğim üzere en fazla ''tanrıya inanmıyorum'' cümlesini dilinizle zikredebilirsiniz.

aslında inanç ve ateizm çok basit bir denklem.. ''inanmak'' kavramının ise ''bilmek'' anlamına geldiği kanısındayım. ateistler tanrının olmadığını biliyorlar, inananlar ise tanrının olduğunu. ve bu ilk ''bilme''den sonra inanmanın bir başka anlamı devreye giriyor. ateist tanrının yokluğunu bildikten sonra bu yokluk düşüncesine inanmaya başlıyor ve müslümanı/hristiyanı/musevisi/vb. de tanrının varlığını bildikten sonra bu bilgiye inanmaya başlıyor. ve bu yüzden de kimse bilip ondan sonra inanarak tamamladığı inanç/inançsızlık halkasının dışına karizma,vb. unsurlardan dolayı çıkamaz. sadece çıktığını zanneder ama çıkamaz. işte bu yüzden ateizm, savunucusu olunabilme hususunda sanıldığının aksine çok daha zor ve seçici bir felsefe.