sonra yürüdüm o siiri sayiklayarak;

"demekterkettinbeni
aferinalsanabirmadalya
birsavasdiyebasladiginbuasktan
muzafferçiktinyalnizliga"

sonra günesin epeyi sokuldugu bir cafenin caddeye tasmis sinir uçlari gibi duran bos sandalyelerinden birini seçtim, oturdum masasina çarparak. sigarami kül tablasina degil de bir önceki müsteriden kalan tabakta söndürdüm, bastirir gibi yaparak. bir önceki servisten kalanlarin toparlanmadigini gören garson hemen masaya yaklasti, kivrak birkaç hareketle tertemiz etti etrafi.

"yinemandalinakoklamakyinesevdalardayenigörevleralmayibeklemekdüstübana ihanetrütbesiniyükseltmezinsaninsirtinidahakolaydönersadecesevgililerininintiharlarina."

sonra siparis ederken üzerine çok düsündügüm yemekler geldi, yer gibi yaptim. garson yaklasti, ona bir sey söyler gibi.. arkadasim soru sordu, cevaplar gibi.. galatasaray lisesi'nin önü hayli kalabalik oldu ve ben buna sevinir gibi baktim bir süre.

"demekterkettinbeniaferinalsanaseyyahbirmanolya!"

sonra siir sayiklanacak kadar bile kalmadi, bitti. ayni yoldan yürüyüp geri döndüm dünyaya, sanki o hiç gitmemis gibi.. rak!