ısınacak tabii bu konu, ne sandıydınız?

tez bir: gene her gece tam 2:38 gibi davulcu tarafından uyandırılıyorum. inanmayanları direk davet edeceğim ama kaba şiddet uygulayacak görüntüsü vermemek için...
ben -inanamazsınız- edirneli deli selim'i çok seviyorum ve onun soydaşlarının bolca'na bulunduğu bir şehirde yaşamaktan gurur duyuyorum. zamanında kamberler'de (kız muharrem eski adı) ramazan'ı dahil çok cümbüş ettiklerimiz de olmuştur. yine de ederdik de kamberler dağıtıldı, şehir düzenleme zikinden (neyse adı). bizim davulcu da o ekolden, esmer bir vatandaşımız. hayır davul çaldığı gecelerin gündüzünde kuruya takıldığından pek eminim. ek olarak bizim burada iki site arasında bir park yer alıp da çokça yankı yapabilecek bir alan oluştuğundan ve de camlar kapılar açık uyuduğumuzdan... 2:38. ramazan'da içilmezler'e uyup ayık uyusam sabah içtiması gibi zıplayarak kalkıyorum, hafif mayhoş olsam tek gözü açıyorum ve ne olacaksa. 2:38 efendiler. ve de hanımefendiler.

tez iki: bizim çırak oruç tutuyor, akp'ye de oy attıydı. lafımızı etmedik de çay kahve işleri birkaç günlük ortaya düştü. sonra akıllandık, "bize mi tutuyor, çırak ulen!" diye diye. yok gene de zorlamıyoruz, biraz aheste bir eleman zaten, ama oruç tutuyorum ayağına işini de o kadar ağır yapıyor ki 4 kişiyi mesaiye yazdırdı pazar pazar. nasıl oldu, yalan mı konuşuyorum? 75lik havalandırma kanallarına flanşlar büküldü, ben kestim, h. kaynattı, bizim çırak altı üstü taşlayacak temizleyecek. ben eşek gibi çalıştım götümden ter aktı, h. zebra gibi çalıştı, dirsekleri tutmuyor, seninki yatış. fakat iş yetişecek! kal dedim delikanlı gibi 9'a kadar bitir işini, h. evli barklı adam, o taşlasın, ben kalıp kaynatayım. yok oruçmuş. komple yazdılar pazarı. allah bunun için çarpmazsa, daha ne atar yapıyor kitaplarda?

tez üç: evvel söyledim, yineleyeceğim; sahil şeridine ramazan uğramıyor. kuşadası da amasra da tekirdağ kumbağ da. fakat bizim buraların iş çıkış saatine denk gelseniz... hayır, birader, bana mı tutuyorsun orucu, nedir hırsın, o yol senin değil ve allah rızası ile dağıtılmıyor, tali yoldan gelen araç oruçluysa geçebilir diye bir kural yok. evvel yinelediğim: ben alkolle kaza yaptım, benden başkası yaralanmadı da sonra kendime söz verdim, ama sen utanmadan 12 saat susuz araç kullanıyorsun. ben 50 gün açlık grevinde kaldım, bana meşe odunuyla saldıran gardiyana bıçak çektim de kolum tutmadı, yine de seninki kutsal. aferin!

tez dört: erzurum'da bir arkadaşı hırpalamışlar falan da. zahiri sanki kızıl saçlarından sen suçlun diyerek iten, canımın içleri, herkesler birbirleri nden şikayetçi olayimuş. evvelden ölenlerin isimleri sayıldı. fakat şimdi liberali nden savsatacısına herkes kızıl saçlı luciferciği suçluyormuş, laik komplo. bir afedersiniz, aynı memlkette yaşıyor muyuz, beyoğlu'na rama zan operasyonunu seyretmediniz mi? bana sizin fenerlerinizden okyanuz okyanus lazımdı da, umurumda değilsiniz.

tez beş: güçlü olanın dünyası bu dünya! yıllar evvel ramazan'da sig ara içiyoruşum diye uyaran meczuplara kaç tabldotsa, yine ondan. kızıl saçlı ergenlere ilişmeyin, beni beni -bihterinizi- durdurun efendiler. elimde içki şişeleri ağzımda sigara, bir deneyin şansınızı... sizinle teorik tartışmalarımız olduydu, alinin eskisinin tek yönlü mesajları (evlendi diye muhatap değil miyiz?), durdurun beni efendiler. ilk cümlem olmazsa da ısrar ederseniz gelir: "---------------", elimde bulunmazsa da sağdan soldan toplanır: "haydar haydar!". gücünüz yetene değil, bana bir deneyin.

tez altı: üçüncü katın geri dönüşüm çöpünde -asansör çalışmıyordu- 70 cmlik bir alüminyum -nasıl yazılırsa- ince sopa buldum (24x700) nasıl güzel sallanıyor allahım allahım, ramazan vakitlerinde.

tez yedi: bana ilişmeyin, duygusal şiddetiniz fiziki karşılığını bulmaya!
tümünü göster