bakın şimdi inanamayacaksınız ama çok iyi geçirdim bugününü. yani aslında normaldi her şey, her fikir, her ceberrut ruh yerli yerindeydi. ama bende değişiklikler olmuş ki hiç öyle ihtiyarlar gibi ottan boktan dert yanmayacağım. seviyorum ulen! otu ve boku dahil.
psikolojiye giriş 2, yerimi buldum, en arka ama tam ortası arkanın, cam kenarı, duvar dibi değil. neden arka, güvensizlikten mi, o da etkilidir de kafanın arka bölümü imara açılmış genç insanların arasına girince daha bir epey fark ettim, kamufle ediyorum. hocacağız, iyi de bir insan, benden olsa olsa bir iki yaş büyük, ama onu da göstermiyor (okursa diye not düşüyorum). ergenlerin idol seçme hadiselerini falan anlatıyor, karşısındakiler de dinlewsin diye çok uğraşıyor kadıncağız, örnekler sorular, göndermeler, iyi hoca yani. herkesi katmaya çalışıyor, konuşturmaya uğraşıyor, takıldı bana da: neden ben de bir örnek vermiyorum ki. önce "yok teşekkür ederim almayayım, çok sağolun, eksik olmayın" manasına gelebilecek hafif ve zoraki tebessümle elimi kaldırdım. sanki bayram ziyareti yahu. ısrar edince kaşları biraz çatarak şey ettim, o da çerez, meze ısrarı eden meyhaneciyi tersler gibi oldu. neden susmakta kararlı olduğumu sorunca da artık pes ettim:
"hocam, şimdi, arkadaşlar alınmasın, bizim idolümüz harry potter değildi, tatar ramazandı, haliyle ketumluk kazınmış"
mutluyum lan, atmadı dersten. ergenlerin bile (birinci sınıf dersi ya) takribi 1/3ü güldü.
ve bugün pazar olmadığı halde, sebebsiz salak bahtiyarlığımla, ilk defa birileriyle tanışıp sohbet ettim, roma rakamıyla üç basamaklı kişi tanıdım, hem de gencinden.
onun dışında neden bilmiyorum, ikinci sınıftakiler çok dinperver. ödleri kopuyor söylenen şeyin halkı dinden soğutacak bir şey olmasından. tamam ders de islam dünyasında felsefe, hemi de seçmeli, ama hocası yaşını başını almış çok titiz ve dikkatli biri. ne yani grekçeden arapçaya ilk çeviriler çok hatalı ve apolojisttir dediyse. fakat sabrına hayranım, en mal soruyu bile gülümseyerek ve sabırla açıklıyor adam. işte benim de soracağım bir şeyler vardı, ama olayın kahramanının -ayastefanoslu aleksandros gibi bir şey- adından emin olmadım, dersin bitmesini bekledim. yani o kadar bulutlarda gezecek kadar da optimist ve özgüven dolu olamamışım daha. hoca çok sağlam adammış ama be, ona varım.
sonra soğuktu, acıktım, bir nedeni daha var, diğer derslere girmedim koştum evime evime. hatta böyle ders kitapları koltuğumun altında, kulağımda bir tel karanfil, böyle dans ede ede.
tümünü göster