"hayatımın anlamı sendeydi ulan hayrettin"
kapak resmi;
http://img359.imageshack.us
arka kapak;
"bu sabah beni uyandırmadan işe gittin. giyindiğini duydum, çıkan hışırtıdan o sevdiğim, aklımda kelebekler gibi çırpınan o kalpli boxer'ı giyiyordun kıçına. kalkmak istemedim. bir ara yatağa eğilip yüzümü sevgiyle izlediğini hissettim. meğerse salyalarıma bakıp pis pis sırıtıyormuşsun, manyak. soluğunu hissettim, artık sırıtmaların öküz gibi kahkahaları almıştı. sanki, o akşamki maçta panter kesilecektin. sanki bu sefer, hakkında 'hayrettin hayrettin ..mı g.tü kaybettin' denmeyecekti; öylesine neşeliydin. benimse gözlerim kapalıydı, karanlığı seyretmekti bu yüzünün o gereksiz, bi s.ke benzemeyen ifadene bakmak.
günlerdir doğru dürüst konuşamıyoruz hayrettin. sanki benden saklanıyorsun; sana geri pas atan kemalettin'den korktuğun, çekindiğin gibi çekiniyorsun benden. halbuki, bu ilişkiye başladığımız gün söylemiştim sana; hayrettin, ben sana geri pas atmam. istediğin kadar ilerle bana diye. bir yıl önce heveslenmiştin bana. günlük hayatın bi iki top tepip otuz gol yemekti sadece. ama bir raddeden sonra yediğin o goller ilişkimizi kemirip duruyordu. bense bu konuyu açmaktan ısrarla kaçınıyor, ne zaman 20'nin üstünde gol yesen annemlerin evine gidiyordum.
kalktığımda, içinde redbull'dan başka bir bok olmayan buzdolabının üstünde notunu gördüm. umursamadan buzdolabını açıp bir umutla yiyecek bir şeyler var mıdır diye karıştırdım. her gün gol yemekten öyle bitab düşüyordun ki, o kas kafanı çalıştırıp adam gibi yiyecek bir şeyler getirmiyordun. kapattım dolabın kapısını... notunu okudum. 'tatlım, öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım, bu akşam teknik direktör fuzul-i necip efendi toplantı yapacakmış. eve gelmeyebilirim, beni merak etme, sevgiyle...' yazıyordu.
ah hayrettin; yalanını s.keyim senin...
biz birbirimizi çok sevdik, ama ne zaman gol yesen, bu sevgi bizi korumakta aciz kalıyordu... biz hala çok yalnızız... beni merak etme ve asla bekleme hayrettin. belki bir gün seni ararım; hayrettin... sevgili..."
kapak resmi;
http://img359.imageshack.us
arka kapak;
"bu sabah beni uyandırmadan işe gittin. giyindiğini duydum, çıkan hışırtıdan o sevdiğim, aklımda kelebekler gibi çırpınan o kalpli boxer'ı giyiyordun kıçına. kalkmak istemedim. bir ara yatağa eğilip yüzümü sevgiyle izlediğini hissettim. meğerse salyalarıma bakıp pis pis sırıtıyormuşsun, manyak. soluğunu hissettim, artık sırıtmaların öküz gibi kahkahaları almıştı. sanki, o akşamki maçta panter kesilecektin. sanki bu sefer, hakkında 'hayrettin hayrettin ..mı g.tü kaybettin' denmeyecekti; öylesine neşeliydin. benimse gözlerim kapalıydı, karanlığı seyretmekti bu yüzünün o gereksiz, bi s.ke benzemeyen ifadene bakmak.
günlerdir doğru dürüst konuşamıyoruz hayrettin. sanki benden saklanıyorsun; sana geri pas atan kemalettin'den korktuğun, çekindiğin gibi çekiniyorsun benden. halbuki, bu ilişkiye başladığımız gün söylemiştim sana; hayrettin, ben sana geri pas atmam. istediğin kadar ilerle bana diye. bir yıl önce heveslenmiştin bana. günlük hayatın bi iki top tepip otuz gol yemekti sadece. ama bir raddeden sonra yediğin o goller ilişkimizi kemirip duruyordu. bense bu konuyu açmaktan ısrarla kaçınıyor, ne zaman 20'nin üstünde gol yesen annemlerin evine gidiyordum.
kalktığımda, içinde redbull'dan başka bir bok olmayan buzdolabının üstünde notunu gördüm. umursamadan buzdolabını açıp bir umutla yiyecek bir şeyler var mıdır diye karıştırdım. her gün gol yemekten öyle bitab düşüyordun ki, o kas kafanı çalıştırıp adam gibi yiyecek bir şeyler getirmiyordun. kapattım dolabın kapısını... notunu okudum. 'tatlım, öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım, bu akşam teknik direktör fuzul-i necip efendi toplantı yapacakmış. eve gelmeyebilirim, beni merak etme, sevgiyle...' yazıyordu.
ah hayrettin; yalanını s.keyim senin...
biz birbirimizi çok sevdik, ama ne zaman gol yesen, bu sevgi bizi korumakta aciz kalıyordu... biz hala çok yalnızız... beni merak etme ve asla bekleme hayrettin. belki bir gün seni ararım; hayrettin... sevgili..."