15 yıldır soılcuyum, başlık rastgele çıktığında dahi saygı duruşuna geçiyorum. demek, yazmasam olmaz, saygı duruşunda ellerimi oynatıyorum, onbeş yılın hakkıdır.

90ların ortası uluslararası hadiasata meraklıyız (........ ............. "devrimi bizde olmuyor başka yerde var mı ki" ilmi/loji). latin amerika'dan uzak asya'ya october isimli dergiler okuyoruz. bittabii ki ayrımcılık sayılacağıundan latin amerika demiyoruz, meksika'yı da içerecek şekildce "güney amerika" diyoruz. uzak asya zaten uzak iplemiyoruz.

dünyanın her yeri oktober de october. ihtisas alanımdır, kendisini yazmayı çok isterim -bu ayrı. fakat türkçesi garip değil mi sizce de: ekim!

ekim, pek acayip doğuştur, çağrışımı ile imgesi ile. ekim, mirasımızdan öte sanki gözmüzün bebeği ve bir daha gelemeyecek günlere istirhamımız, özlüyoruz.
ekim, bolt da değil, times new roman'la 16lık puntoyla yazılır, kırmızı mürekkeple. partizanda pek zor basılır, yeraltıdır, zorluk güzel yanıdır.
tümünü göster