gemileri yaktım, sövüyorum dünya.
önce verdiklerin, sonra gösterip elletmediklerin için; teşekkürler dünya.

annemsin, suyun önden geldi beni doğururken... kordonun boynuma yük oldu, göbek bağım kayıp; diye ki kaybolayım kendimde.

seninim; soyunup yatağına girdim. doğurduğun kadının rahmine doldun. ıçinde kaldı acın.
misler süründü, renkler büründü. soldu.
doğamadı yeniden; bizzat kendi küllerinden.

çocuğunu öldürdün dünya.
hayatı boyunca sığınacak tek limanı annesi olan çocuğunu. papatyalar açacak mı mezarında? sızlatacak mı vicdanını; durmadan dibe çektiğin çocuğunun gövdesi.
kirli anne ellerinle attığın toprak, inandıracak mı onu; geçmişinin temizliğine, şimdinin sancıyan pisliğine.
perdeleri kararmış pencere önü çiçekleri soracak mı; seviyor mu? seviliyor mu?

çamaşırlarımız askıda, katlayıp kaldırmaya takatimiz yok.
kaybedilecek tonlarca şey var - mış gibi.

hem sen eticini seviyorsun diye eticin de seni sevmek zorunda mı?

güzeldi herşey, yaşanılırdın dünya.

şimdi ay usul, yıldızlar eski
hatıralar gökyüzü gibi
gitmiyor üzerimizden
geçen geçti
geçen geçti
hadi geceyi söndür kalbim
şimdi uykusuzluk vakti
gençlik de geceler gibi eskidendi

http://fizy.com