üzerimde salak bir mutluluk var, yapıştı kaldı iki gündür. hem içiyorum da sayılmaz, hem aslında sıkıntım da az değil. ama her nasılsa üzerimde duruyor bu hal. havalardandır desem küfredersiniz, ederler, haksız değiller. mani diyor kimileri, hiç sanmam, o teşhis için yetecek semptom yok.

neşeli falan değilim, gülücük dağıtmıyorum, hatta tersine muayyen zamanımdaymış gibi sinirli görüyor çevremdekiler beni. hem havalar cehennem gibi, kürt meselesi, akp'ye daha da gıcığım, hafiften boykotçu sola da gıcık kaptım, iş güç durumları ücretli kölelik, ne bileyim bir bisikletim bile yok hatta. ve katarlar kömür taşırken ben hep elimde taş motoru, ya elim kesilir ya gözüme çapak kaçar, yok yani aslı astarı.

üzerimde salakçana bir mutluluk. bir şey olmuş da, nasıl anlatmalı, kıza postayı koymuşum o da geri adım atmış da sevinmişim gibi piç bir mutluluk değil. belki biraz ama tam öyle değil. biri iy bir fıkra anlatmış gülmüşüz, sonra yakın arkadaşlar evlenmiş, içmişiz, aileden bir hasta düzelmiş de rahatlamışız gibi de değil. ama biraz benzemediğini de söyleyemem bunlara. çok kötü bir zamanı atlatmışız da önümüz güllük gülistanlık sarhoşluğu bile değil. andırıyor tamam ama değil. salak bir mutluluk, ben de bilmiyorum. ümit etmek desen yok yakında bir mürrüvet.

kürtlerle türkler birbirini kesecek, evde dayımlar var maaile namaz, oruç tekkeye döndü burası, maaşı alamadım daha, fıratla yasaklıyız, kız yok karı yok... ne amına koyim bu! böyle salak bir mutluluk işte yapıştı kaldı, ufaktan kıllanıyorum, birkaç gün daha kalırsa doktora başvurayım, bir şey çıkmasa bari.
tümünü göster