höytt tosladık yine bir şeylere.. peki neydi o.. sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa...can yücel.. can baba.. yüreğinden nice sesler yükselir de şiir olurdu.. her şey sende gizli.. ne demiştin orda..

işte budur hayat!
işte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
bebek ağladığı kadar bebektir
ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
sevdiğin kadar sevilirsin...

bir de kibar hırsızın türküsü vardı.. ne zaman ki gidesim kaçasım gelir her şeyden.. aklıma tek bir söz gelir.. "gidiyorum ben boşçakallar, sıçmışım ortalık yerinize, kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık"..

ve sevgi duvarı.. "yalnızlığım benim sidikli kontesim, ne kadar rezil olursak o kadar iyi"..

olur da yolum düşerse gelecem yanına can baba.. elimde bir şişe şarap.. belki bir de şiir okurum dilimin döndüğünce..
tümünü göster