inception
böyle bir film var şu an sinemalarda, evet. çekildiğinden haberim olmamıştı. eskiden olsa daha casting aşamasından itibaren her şeyini bilirdim. ne yaparsınız, yaşlandıkça öncelikleri değişiyor insanın. istediğinden de değil hem, bir nevi mecbur kalıyor. neyse. öyle böyle bu film çekilmiş ve gösterime girmiş. dün ikindi vakti, anasının nikahı kadar büyük bir salonda, etlerini sergilemek için birbirini boğazlayacak denli delirmiş kızlarla çevrili olarak (bu tabir yüzünden sevgilim bana trip atacak) izledim filmi. güzeldi. zaten nolan filmleri güzeldir hep. di caprio'yu daha yeni adada kafayı yemiş biri rolünde izlediğimden olsa gerek, o filmdeki kadar olmasa da yine hafiften arıza bir rolde izleyince akrabalıklar kurdum. birisi uyanıkken hayaller görüyordu, diğeri hayallerini rüyada yaşıyor!

uzatmak istemiyorum, yazı yazmayı seven biri değilim çünkü. film güzel. afm gişesinde öğrenci olduğunuz yalanına bilerek inanan kalender hatunlar da var, üç-beş lira kara geçebiliyorsunuz. bakın hala konuya girmiş değilim, buraya dikkat! ben bu filmi duyduğumda gösterdiğim ilk tepki şu oldu; acaba filmi izledikten sonra still cursed ne yazacak? çünkü still saftiriğinde sinema zevki diye bir şey yoktur. ama nolan zevki vardır. bu küçük kara kızın nolan filmlerinden çıkardığı her bir detay beni bugün bile çok şaşırtıyor. belki biraz da bu yüzden izledim filmi. herkesin gördüğünü göreyim ki kimsenin farkına bile varamayacağı küçük detayların tadını daha çok hissedeyim (still'in yorumlarından sonra).

şu da var ki; (hala lanetli kişi üzerine konuşuyorum) kendisi bana kendisinden başka kimsenin bilmediği bir nolan sırrını neredeyse iki sene boyunca ara ara yalvarmama rağmen vermemiştir. "burukluğu" halen üzerimdedir. benden evvel ölürse üzerinde kalacak tek hakkım da budur.
tümünü göster