annem diyor ki, senin canının sıkkın olması benim canımı sıkıyor. bir kız mı sıktı canını?
ben diyorum ki, uzun boylu güzel bir kız bile bu denli sıkamaz canımı.
annem diyor ki, ne çok severdin o kızı. gecenin bir yarısı bir telefona kalkar giderdin karnında karıncayı incitmeyecek bir ağrı peyda olduğunda bile.
ben diyorum ki, anneciğim, güzel anneciğim, ayaklarının altına cenneti sokuşturduğum anneciğim. o kız bir gün dedi ki, bu serserilerin ne hakkı var bankaların camlarına kaldırım taşı atmaya.
annem diyor ki, canım oğlumu hayalleri olmayan bir kız üzemezdi .söyle bana hangi kız? kısa boylu kız mı seni somurtan? halbuki, ne çok severdin onu!
ben diyorum ki, artık sevmiyorum o kızı anne. hayat ne tuhaf!
annem diyor ki, o zaman nazar değdi sana. gel, bir dua edelim. hem de türkçe. tanrı her dilden anlar.
ben diyorum ki, anneciğim, cehennemden muaf anneciğim. görünen o ki tanrı bir tek benim dilimden anlamıyor.
annem diyor ki, derdin ne?
ben diyorum ki, sen çare olamazsın anne.
annem diyor ki, canını sıkan neyse, umarım bir ölümlüdür.
ben diyorum ki, oğullarının canı sıkıldığında anneler dünyayı yıkıp yakabilirler ve bunu hiçbir fizik kanunuyla açıklayamazsın. ama anne sen de bunu anlayamazsın. bendeki biraz salinger huysuzluğu, allah kahretsin.
annem diyor ki, okudum ben o adamı. lisedeyken anarşist bir hoca vardı bizim.
ben diyorum ki, oğullarının canı sıkıldığında anneler ne de keyifli yalanlar sallıyorlar. peki anneciğim, tüm kitaplardan daha güzel anneciğim, neyi anlatıyor o kitap?
annem diyor ki, senin gibi bir velet ona buna küfrediyor işte yol boyu.
babam da diyor ki, ben de londra'da beatles konserine gittim ulan!
ben diyorum ki, babalar da güzel yalanlar atıyor oğulları biraz neşelensin diye.
babam diyor ki, valla lan! sktr git istersen inanma.
annem diyor ki, haydi gül biraz.
ben diyorum ki, gülmekten karnım ağrır çoğu kez. ama neden bir 22 yaşında bir genç sahillerde kız memesi ellerken, 22 yaşındaki bir diğer genç fabrikada, 10 dakikada bir saate bakıyor, elinde de çekiç.
annem diyor ki, daha küçük bir veletken eteğimi çekiştirir, anneeeeee, annneeeeee, devrim ne zaman gelecek diye tuttururdun.

yatçaz kalkçaz, yatçaz kalkçaz, gelcek.

başka şehirde yaşayan, küçükken safça aşık olduğumuz kuzen ablamız gibi bir gün çıkıp gelecek. sarılacak bize kardeşçe. iple çekeceğiz.