senin adını telefonumun rehberine tırnağımla kazıdım
malum bize alet-i katıa verseler de duyar el duyar alem

bir gün önce sabah yedide uyandım, işe git, işten geleme... bilmemhangi fabrikanın kasalarına perçin at, delik del, kaynak yap. bilmem başka bir fabrikada montaj var, eksikleri git al. o fabrikada montaj dediğin acayip iş; dört civarı kapıdayız beşte belki içeride, iki ekip iki kaynak iki taş, illa aksilik.

boardları yükseltiyoruz gülüm, ve fabrikayı bildiğinden senden saklamayacağım her yan karı-kız, kimi güzel, kiminin illa var bakılacak yanı. önce kesiyoruz profilleri gülüm, sonra kaynatıyoruz, çirkinlerden ikisi kalite kontrolcü, taşın çapağından, gülün şafağından ve kaynağın dumanından rahatsız oluyorlar. çirkinlikleri sadece kendilerini ilgilendirir.

saat 2 oldu yoğurtlu vişneli turtam, şimdi girdim eve. birkaç bira saydım yalan dceğil, bursayı karış karış gezip herkese servis yaptım kolay değil. seni özledim, kaldığım kader değil.

bu gece uyumasam diyorum, sabah beşte kalkıp elemanları ntoplayacağım ve bilmemhangi fabrikada forkliftlerin yolunu yapacağım.

senin adını telefonumun rehberime tırnağımla kazıdım,
ne başı göklerde bir çınar,
ne bir aldatma macerası,
ne sen vardın.
ve malum bizim ömrümüz alet- katıa'dan ibarettir.

yarın yine taş, yine hilti, yine kaynak ben uykusuzluğumda seni hatırlayacağım.
tümünü göster