uyuyamıyorum. sebebi alinin eskisi'nin yazdıkları falan değil. uyuyamıyorum işte. itiraf etmem gerekirse korsan kitap aldım bir iki gün önce. inanır mısınız yüzaltmışıncı sayfaya kadar herşey çok güzel gidiyordu. ama orada bir şeyler değişti. biraz düşündükten sonra küfrettim bolca. yüzaltmışıncı sayfadan üçyüzbeşinci sayfaya atlayabilen bir kitap görmemiştim daha önce. en fazla bir kaç sayfa eksik kitaplar okumuştum daha önce.(ikinci itiraf onlarda korsandı) (vicdani rahatlama; hepsi yabancı yazarlardı). ama böyle olmamalıydı sevmiştim ben yazılanları o sayfaya kadar. kafam buna takık o yüzden uyuyamıyorum yani.

alinin eskisine gelince. okuduğum herşeyde karakterlere karakterler çizerim kafamda, istem dışı yaptığım bir şey bu, kimse suçlayamaz. hem suçlanacak bir şey değil bu. gerek yok yani. neyse alinin eskisi; kar yağmakta dışarıda, ağaçlarda garip bir huzursuzluk var bir an önce kış bitsin çiçek açayım sabırsızlığındalar ama sadece onun odasının camından görünebilen ağaçlarda, diğerleri bildiğin huzur renginde, bu mevsimde bir ağaç nasıl olması gerekiyorsa öyle. alinin eskisi cam kenarında, çok şey görüp geçirmiş ama üzerinde örtülü olan hiç bir şey görmemiş, daha fabrikadan çıkalı bir kaç yıl olmuş örtü yüzünden, gördüklerini kimseye anlatamayacak bir divanın üzerinde oturmuş kar tanelerinin yere düştüğü anda çıkardıkları sesi duymaya çalışıyor. bir yandan da yüzündeki sivilce ile oynamakta. yaşadıklarının ruhunda derin izler bırakması gibi o sivilcede yüzünde iz bıraksın istiyor. aynaya baktıkça bu günü hatırlasın diye. çünkü bir daha karın bu kadar güzel yağmayacağından korkuyor. ben de busun alinin eskisi. istesende değiştiremezsin. ayrıca bırak artık o sivilceyle oynamayı :)

bir de gelirken bir kaç dize getirdim yanımda. yapılmışı vardı evde yapmaya üşendim o yüzden bununla idare et.

hayır yani kendimden biliyorum;
istesen de olmuyor bazen
ama sen yine de dene.
yani diyorum ki
vazgeçme!
boşverme!
yada boşver.
bilmiyorum...
saçmala bazen, hayata küs.
geldiğinde kapına elinde çiçeklerle
al onu içeri,
bak hayat de;
bu böyle böyle.
bundan ötesi yok
biliyorsun bunları anlattırma bana boş yere.
bildiğine eminsin.
kalkacaktır oturduğu yerden.
yada arsız gününe denk geldiysen;
yerde yattığı halıdan.
samimiyettir bu korkma!
ama fazla alışma.
uğurla onu, bak arkasından elinde çiçeklerle,
kayboluşunu seyret pencereden.
ve köşeyi döndüğünde
seyret bir süre daha o boşluğu.
otur şimdi masana sarıl kağıda, kaleme
biçimlendirmeye çalış o boşluğu satırlarında
anlamsızlıktan bahset, kendini değersiz hissetmekten.
kimsenin umrunda olmadığını da yaz küçük harflerle.
sıkıldığınıda yaz ve herşeyin komik geldiğinden bahset biraz da
yırt at sonra.
evet yırt at yazdıklarını
bu son sigaram diyerek bir sigara yak.
dumanı seyret, yok oluşunu
sonra sarıl kağıda, kaleme
anlatmaya çalış dumanın belirsizliğe gidişini
kayboluşunu tarif etmeye çalış
söndür sigaranı, yırt at yazdıklarını.
sarılma boşluğuna
güven(me) yanındakilere.
hayata küs
barış bir süre sonra
ama sen hep yaz.
hep...
vazgeçme!
boşver(me)!
tümünü göster