80'li yıllarda malatya'da hala bu yaşa gelip de ne olduklarını anlamadığım sarıklı cüppeli adamlar dolaşırdı. açık giyinenlere kezzap atarlardı ya da uzun demir sopalarıyla döverlerdi. henüz 9-10 yaşlarında bir kızdım ve saçma basketbol antremanlarına gidiyordum, annem beni kat kat giydiriyordu, yaz sıcağında bile.

sahi neresini tartışıyorsunuz, kim üstlenmiş kim yapmış falan. yapan bizden olsa da eylem terör eylemidir. malatya da o yıllarda sözde solcu ailenin kızı olarak ben nasıl kafamı kapatmak zorundaysam öyle, sahibi kimdir, bu başka.

hayır denklem kuracaksak serap binlerce kürde eşit tutulamaz, bin yıllık acıların eşiti olamaz elbette, ama serap bu denklemi kuramayacak kadar çocuk, bunu öğrenemeyecek kadar dershane öğrencisi.

kim üstlenmiş, afedersiniz ebemin şeyi üstlenmiş, üstlenmeye gerek var mı sizce, zamanında gazi'de otobüs duraklarını yakmanın ne anlama geldiğini tartışırken sosyal şoven olurduk, aha buyrun doğal sonuçları.
istediğiniz yerden küfrediniz bana, ama ben dağlıca, reşadiye gibi gerilla eylemlerini onaylıyorum zaten, aksi tabiata aykırıdır, gerilla kolay hedeflere saldırır, doğası gereğidir. kimse kalkıp da pusu kuran gerillayı malazgirt ovasında meydan muharebesine davet etmesin, işler öyle yürümüyor. ama otobüs yakmak? buna emin değilim.

96'da ölüm orucu döneminde ortak bir bildiriyle iett araçlarını emniyet müdürlüğüne tahsis etmemesi için uyarılmıştı, sonra da bu araçlar sağda solda yakılmıştı, makul! fakat 2009'da kanarya'da araç durdurup içinde insanlar varken molotof atmak... hiç mi eğitim verilmez bir kitleye anlamak zor.

apocu gençlik inisiyatifi üstlenmemiş eylemi, lütfen ama olan olmuş bari içeri düşen çocuklarara sahip çıkın, olan olmuş, ölen ölmüş artık.

yanlış yerde patlayan bomba için özür dileyen örgütler var bu ülkede, hatta devrimci onuru yerinde duranların hepsi bunu yapıyorlar.

madem öldün sana dair bir şey demeliyiz, annen dokusunu vermiş, annem kat kat eşofman giydirirdi, madem öldün sana bir güzellik beğenmeliyiz, üzülmeyeceksen daha...