ben ve alkolizm ve master of puppets

insanlar maalesef doğdukları değil de ergenliklerini yaşadıkları veya ergenlikte yapamadıklarını yapmayı başardıkları çağla anılırlar. 43 doğumlu morrison 60 kuşağına ait iken 28 doğumlu che için de aynısı söylenir. ama işler biraz daha karışıktır: 63 doğumlu james hetfield, ve 61 doğumlu olan dave mustaine 80 kuşağına aitken, benim gibi 80'lerin başında doğanlar yani 90 kuşağı olanlar ise yine onlara aidizdir ve yine maalesef onlar da bize. 80 kuşağının müzisyenleri olan bu grubun en çok takdir edilen şarkılarından biri "master of pupets"dır. thrash metal tarzının en klasikleşmiş en tanımlayıcı rifflerini bu şarkının içinde bulabilirsiniz. bu şarkı uyuşturucuya karşı yazılmıştır. 80 kuşağının metalci çocuklarının 60'lara ve 70'lere verdiği bir cevaptır. uyuşturucuyu yücelten, serbest bırakılmasını isteyen, özellikle esrar denen şey nane gibi bir otken neden farklı bir muamele yapılıyor diyen, hemen bir kaç ülke örneği gösteren, insan istedikten sonra kendisini mahvetmek pahasına damarına istediği her şeyi zerk edebilir diyen, siz kim oluyorsunuz da eksik yaratılmış insana bir line kokaini çok görüyorsunuz, mutluluk yasaklanabilir mi diye soran kuşaklara cevap verdiler.

o mutluluk sizin efendiniz olur, sizi bir kukla yapar dediler. bir sabah gelir kahvaltınızı bir aynanın üzerinde doğramak zorunda kalırsınız, o da paranız varsa dediler. size sadece yalanlar için söz verir o efendi dediler. cevap verirken ise bilmedikleri şey şuydu. mazeretin göt gibi olduğu, herkeste bir çift bağımlıda ise bir düzine bulunduğu. cevap verdikleri şeyin narkotik aşkı olduğunu sananlar, bizzat kendi geleceklerine cevap verdiler. çünkü bütün bunlara karşı alkolü; içerek savundular. stüdyoda kayda girerken yanlarınla kasa ile votka alıyorlardı ve bugün amerika denen garip ülkenin en meşhur adsız alkolik üyesi james hetfield. some kind of monster belgeselini izleyip gördük. hepsi çoluk çocuğa karışmış ama ne adamların birbirini görmeye tahammülü var ne evlendikleri insanların ne de çocuklarının. aynı belgeselde albümleri milyonlarca satmış, bizim kendisi için tişörtlerimize : "i believe two things in life. the first is mustaine the second is god, or maybe not" yazarak konserine gittiğimiz dave mustaine'nin, "şu anda 20 yıl öncesine dönüp beni sızdığım kanepeden uyandırıp adsız alkoliklere göndermeniz için herşeyi verirdim" dediğini işittik. şimdi kendi kıçına vurulan bir eşek gibi rehabilitasyon merkezlerinde yatıyorlar. 17 yaşından beri durmadan parası ve şöhreti artan insanların hayattan tek bekledikleri bir gün daha ayık kalabilmek. dünyanın en gürültülü müziğini yapmaya ant içmiş olanlar a.a (adsız alkolikler) yemini gereği her gün halen acı çekmekte olan alkolikler için kısa bir süre sessizce saygı duruşunda bulunuyor. özetle benim gibi yanlış ata oynadılar. hepimize geçmiş olsun.

şimdi benim bir ara rumuz olarak seçtiğim alanon isminin arkasında kim olduğunu hayatta sadece iki kişi biliyor. alanon isminin ne anlama geldiğini de mecbur kalmayan kimse bilmez. keşke kimse bilmeseydi. keşke o iki kişide benim kim olduğumu bilmeseydi.

bu laneth denen siteyi kuran ve bana burada son dereceye kadar saçmalama hakkı vererek yazmama sebep olan kimse ona teşekkür edip, sizlere asla muhtaç olmamanızı dilediğim adsız alkolikler derneğinin her toplantısının başında ve sonunda ettiği duası ile seslenmek istiyorum:

tanrım; değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmem için huzur; değiştirebileceklerim için cesaret ve aralarındaki farkı anlamam için akıl bağışla.
tümünü göster