z

zorba'dır o, ''z'' değil. kazancakis'in zorba'sı. öyle imiş yani, ben okumadım zorba'yı. pek çok okunmaya değer kitabı okumadığım gibi. ama çaktırmıyorum ona okumadığımı, pek çok şeyi bilmediğimi çaktırmamaya çalıştığım gibi. zorba ismini bir roman karakteri olarak değil de, sözcüğün ilk anlamı ile anladığımdan olsa gerek, sık sık sorarım ''hocam zorba ne alaka, zorba mısın yoksa?'' diye. o da her seferinde sıkılmadan cevaplar: ''kazancakis'in zorba'sı.'' diye.

ismini kelimenin ilk anlamı ile algılıyorum dedim ya, suç bir tek bende değil. sosyalist sözlük'de iken ismine uygun davranırdı. ismi neyse cismi de odur derler ya, o hesap. bakmayın siz onun burada entel entel takıldığına, herkese mavi boncuk dağıttığına. sosyalist sözlükte öyle değildi o. ''biri yanlış bir şey söylese de ağzına etsem'' diye dolanırdı sözlüğün meydanında. işte o yanlış bir şey söyleyip de ağzına edilenlerden birisi de bendim. öyle tanıştık onunla. o zamanlar biraz gıcıktı demiyelim de, sertti üslubu. kendine duyduğu güvenden gelen sertlik. ama, haklı bir güvendi onunkisi. insanı sarsan, düşündüren, kendine getiren bir sertlikti.

burası bozdu onu. edebiyata merak sardı, arkadaş canlısı melek gibi bir yazar oluverdi. kötü mü oldu, sanmam. iyi mi oldu, büyük ihtimalle. zevkle okuyoruz işte yazılarını. hem yazarlar: ''ulan ne yazsam da bu zorba'yı tahrik etmesem. akşam akşam polemiğe girip madara olmaya gerek yok.'' stresinden kurtuldu. diğer yazarları bilmem de, ilk zamanlar ben ciddi ciddi yaşıyordum bu stresi.*(*gülücük)

yazarlığını övüp kafa şişirmeyeceğim şimdi. zira ben, herkes tarafından zaten bilinen şeyleri tekrarlamanın kolay yoldan prim yapmak olduğunu düşünüyorum. sadece şunu söyleyeceğim: abiciğim, profesyonel yazarlık yapıyor musun bilmiyorum. ama yapmıyorsan bir düşün. iyi ekmek yiyebilirsin o işte. ''ben yaratıcı bir adam değilim'' diyeceksen, istediğin fikir olsun be güzel abim. ben sana satarım fikir.

o isim de olmamış haberin olsun. ''z'' ne yahu. ''v''ye benzemiş. ya da zorro'nun z'sine. çakma olmuş biraz. çok entel-dantel durmuş bir de. insanın zihninde elinde purosu, yanında bir bardak şarabı, boynunda o adını bilmediğim entel adamların boyun bağı ile, küçük burjuva aydın görüntüsü uyandırıyor. ya da, özentili bir ergenmişsin sanabilir millet. halbu ki zorba ne güzeldi. ''ben buraların ağasıyım gardaş. ayağını denk al, rütbeni bil'' diyordu. daha nickini görür görmez ''büyüksün abi'' diyesi geliyordu insanın. kısacası olmamış diyor, on üzerinden dört veriyorum.
tümünü göster