oldum olası futbolu severim, futbol maçlarınıysa bayılırım. pek çok kadın dizileri seçse de, banane ben futbolu seçerim. ama itiraf etmeliyim doksan dakika yirmi iki kişinin bir topun etrafında pervane oluşunu zaman zaman gülerek ve hayretle izlemişimdir. e bir de hakemler var tabii... sahaya çıktıkları andan itibaren yediği küfürlerin haddi hesabı olmayan zavallıcıklar... bu ne kendini bilmezliktir tanrım! aklımı koru! hem sadece hakemler değil taraftarların karşı takımın futbolcularına ağza alınmayacak küfürler etmesi de var tabii. hele bir de sahanın içine atılan kutu kola tenekeleri, çeşitli delici, çizici, kırıcı, oyucu bilimum hedavatlar, bunlara bulunacak kılıf nedir peki?

elbette hepsi bu kadarla sınırlı değil... maç bittikten sonra yaşananları ne yapcaz? ellerde bayraklar, silahlar,saçmalar, sağa sola ateş açmalar... hele ki derbi maçıysa yere yat! eşek cennetini boylaman an meselesi...

bu bizim millet biliyosunuz işte. sevinince adam vururuz. düğün dernek demeyiz. sevinince birini vurmazsak içimiz rahat etmez kardeşim. hele geçenlerde bi gazetede okudum. saygıyla önünde eğiliyorum, yılmaz erdoğan da çok öncelerden böyle bir olay anlatmıştı ve yorumu şöyle olmuştu: "düğünde hayvanın biri damadı vurmuş. hay manyak ya. ulan git başkasını vur, kayınvaldelerden istediğini vur ama o gece en lazım olacak adam vurulur mu yaa..."

kimilerinin pişkinliğine ne demeli: "niye vurdun lan" diyosun. "sevindim vurdum alla allaaa..." bu nası bi adettir ya, kim icat etmiş bunu, nerden çıkmış.
şöyle bir ceza gelse; bundan sonra sevinince vuran itinayla vurulur. idam cezası gibi yani. her maçtan sonra ölenlerin hasılatına bakarsak, hatta grafiğini çizersek giderek artan bir ivme göreceğimize eminim.

ya bi adam bi topu bi kalenin içine soktu diye adam vurulur mu ya...bu nası bişi yaa... yakında futbolcular şöyle yapacak: tam şutu çekecek, kale son derece müsait, hatta daha önceden hiç bu kadar müsait bir kale görülmemiş futbol tarihinde, adam vurmayacak topa. "ulan en azından ben sebep olmayayım yaa" vicdan ve kariyer karşı karşıya. şimdiye kadar kariyer seçilmiş olsa da, valla billa ben futbolcu olsam vicdanım kazanırdı bu karşılaşmayı.

hatırlayın; daha önce kaç çocuk cinayeti işlendi, kaç taraftar öldürüldü, balkonunda mangal yapan kaç adam mefta oldu.

öylesi futbol merakı olan ben, avrupa şampiyonlar ligi dahil olmak üzere, içimdeki milliyetçilik savaşına rağmen türkiye değil de karşı taraf gol atsın diye ne dualar ettim. bi kişi daha ölmesin diye. belki türkiye'nin adının duyurulacağı bir galibiyet var ortada ama hiç kimsenin hayatının son bulması kadar önemli değil bu durum. derbi maçlarında da dua ediyorum ki berabere kalsınlar. en azından sadece futbolcuların ve hakemlerin yedi sülalesinin kulakları çınlıyor.

düğünlerde ve maçlarda ateş etmeyin nolur. çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sen sokakta sevinip sağa sola ateş açarken balkonda mangal yapan adam da kalaşnikofunu alıp karşına duracak...

sevinince sevin, ateş açmayın...

şimdiye kadar herkesin tabiriyle maganda kurşunuyla ölen tüm insanlarımıza allah'tan rahmet diliyorum.