the station agent
tüm parçalarını indirip tamamlama çabasını gösterebildiğim ilk film. çünkü dışarda aramakla bulamıyorsunuz. hele de hakkında hiçbir önbilgi edinmemek için kastığınızdan dolayı elinizde filmin orijinal adından başka hiçbir şey yoksa, uzun bir yaz akşamında, yedi ayrı parçanın her biri için 15 dakika + 82 saniye saymaktan başka çareniz kalmıyor. peki buna değiyor mu? dalga geçiyor olmalısınız.

bu başlığa bir film eleştirisi yazamam. zaten bu film hakkında konuşamazsınız çünkü kendisi de herhangi bir şey hakkında konuşmuyor. ama "izleyin" demeniz gerekiyor eliniz kimlere değerse. filmin izleyene verdiği karşı çıkılamaz bir emir bu adeta. bu filmi izleyin. çünkü kim izleyin demişse ona bir teşekkür borçlu olacaksınız.

bağımsız amerikan sinemasının mükemmel bir ürünü olan bu film baştan sona sessiz ve ağır ayrıntılarla süslü, ama joe'nun ayaklarını fin'in kovasına koymaya çalıştığı sahneyi kendime ayırmak istiyor, size ise birmetreotuzdörtsantimetrelik bir hikaye ile, o hikaye mutlu bir yerinde bırakıldığı için yüzünüzde kalacak olan kocaman bir gülümseme ve idareli kullanmanızı önereceğim bir yaşama coşkusu bırakıyorum.

- hey listen. if you guys do something later, can i join you?
- we're not gonna do something.
- no, i know, but if you do, can i join you?
- we're not gonna do something later.
- okay, but, if you do?
- okay.