bir gece ansızın bastıran yalnızlığın verdiği dayanılmaz ağrıyla oturuyorum. maç bitmiş, barça kupayı almış, messi esas oğlan biz de üçün biriyle idareten birkaç fazla birayı yedekleyip geçmişiz bilgisayar başına. bilgisayar, ama saymıyor bir şey, boş beleş bakıyoruz ekrana, say diyorsun saymıyor, zaten sayım bile artık eski usã»llerle yapılmıyor. böyle kös kös ekranla karşılıklı bakışıp otururken yaşlandığımı düşünmeye başlıyorum, bunu başkaları zaten yaşlandığımı söyleyerek tamamlasalar da ben buna inanmıyorum. tanrı olmadığımı bilmekle birlikte yaşlanmaya inanmıyorum, hurafe hep bunlar. işte biraz maç yorumlarıyla oyalanırken, bir de baktım kazanda biri var. halbuki kazanda daha önce kimse olmamıştı, kazanı kazıyıp kazıyıp kazıklanmıştık. ara ara still cursed zıplayan yeşil bir şeyden bahsedip dursa da biz inanmıyorduk kazanın varlığına, bir kısım yazarla alay etmek hatta daha da ileriye gidip onurlarıyla oynamak için yapılmış bir oyuncaktı. oyuncak olmuştuk still cursed'ün elinde, dahası oyunun farkına varmış olmamıza rağmen zırt pırt tıklıyorduk bu kazan'a.
fakat birden bir mucize oluverdi, gecenin bir yarısı ayın önünden bir bisikletli çocuk geçermiş gibi üstelik terkisinde uzaylı varmışçasına öyle bir mucize işte, bildiğiniz mucize yani. kazanda aniden bir yazar bitiverdi, alinin eskisi.
selamlaştık ufaktan, still bizi mi yiyor diye karşılıklı temkinli yokladık. alinin eskisi niye eski olduğunu açıklamadı, sır tutamayacağımı düşünüyormuş. olsun dedik tutmak istemeyiz zaten. asl pls, cam pls falan derken gece gece uzattıkça uzattık. tam uzatmalarda, ortamdaki dalgınlığı fırsat bilen alinin eskisi bana, şahsıma dedi ki: "asgsdsghfdfıejkşallşfdsajıı"... tanrım ilk defa duyuyordum bunu ve anlamını bilmiyordum, bunu ona itiraf edemedim, benim çok şey bildiğimi düşündüğünü sanıyordum. bunu bilmiyordum, laneth olsun.
önce duymamış gibi yaptım, sonra anlamsızca sırıttım, onaylıyormuş gibi. ama kötü bir şey söylüyorsa rezil olmuştum, dahası anlamadığımın farkına varmış olmalıydı. işim olduğunu söyleyip ayrıldım oradan giderken gözlerinin içine baktım ki her şeyin farkında olduğumu düşünsün diye. burada söylenen gizli bir görev ya da şifreyse, bana güvenmeliydi, ince bir scofield bakışı atıp ayrıldım oradan. anlamadığımı anlamış olduğunu hiç sanmıyordum, ama anlamamıştım işte!
basit bir şey deneyerek başladım, bütün harflerin yerine birer kelime getirirsem, bu kelimeler de o harflerle başlıyorlarsa, evet bu basit bir kısaltma olmalıydı. bunu denemeliydim, burada not kağıtları üzerinde yaptığım birkaç denemeyi görebilirsiniz:
"alinin sözleri [ve] gözleri seninkilerden değişik savunmayacağım güzelliklerini hayatın farkında değiller fillerin ışıkta esen jaguarlara koştuklarının şapşallık anlarında litvanyadan letonyaya şımarık fısıltılar devşirenler serdi avcı jaguarı ılık ılık"
"aptalların silahı gizemleridir sanki dev siyah goriller hafızalarında fallik duygularını fitleyerek ıssız eşekler jilesine kaybolup şahlanacaklar adımı limonla liflerle şekillendirip faşedeceğim dünya saygısızca açık jartiyerlerden ışıyacak ırmaklarıyla."
çok mantıklı göründüklerini biliyordum, ama bunlar olamazdı, alinin eskisi bana bu kadar basit yolla söyleyemezdi sözlerini. beni bu kadar hafife almayacağını düşünüyordum. böylece koştum içerden incilimi kapıp geldim. harfleri sıraları bildiren rakamlar olarak kullanıp birkaç deneme yaptım. bunlarda hep isanın çok üşüdüğünden ve kumda oynadığından söz ediliyordu, bu da çok anlamsız gelmedi. yine de alinin eskisi misyoner faaliyetini bana bu şekilde ifşa etmeyecek kadar zeki biriydi, bunu söylemek için çok başka yollar olduğunu o da iyi biliyordu. demek ki yöntemi değiştirmeliydim.
birkaç deney daha yaptıktan sonra bir anda kafam aydınlandı, bir ampul parladı ki tepemde sormayın, 100 mumluk ışıl ışıl sarı ampul. cevap önümde duruyordu, postanın günlük bulmaca ekini açtım, cevap oradaydı. çok heyecanlanmış, titreyen parmaklarla tuttuğum kalemi zor kullanacak hale gelmiştim. heyecanı biraz erteleyip sudoku karelerine harfleri yerleştimeye başladım. elbette onlar birer harf değil, rakamdı. ve işte, işte muhteşem sonuç, samuray sudokunu çözmüştüm.
bu kadardı, alinin eskisi bana bir sonraki günün sudoku cevaplarını vermişti. demek ki nasıl olduğunu anlayamadığım bir yolla geleceği görebiliyor ya da geleceği biliyordu. bunu bana açıklamasının altındaki nedeni henüz bilmiyorum, yoksa laneth hareket mi edecekti, still cursed'ü vurmaya gidecek olan robbie fowler ve ekibini nasıl sürprizler bekliyordu, jack her şeyi biliyor muydu, bgbid iyileşecek miydi. bunların cevabı önümüzdeki sezondaydı, alinin eskisi tarafından çoktan bilinen önümüzdeki sezon... ama çok önemli bir nedeni olduğuna eminim, insanlığın geleceği buna bağlı eminim.

bu geceyi sabırsızlıkla bekliyorum, bana vereceği iddia sonuçlarıyla dünyayı kurtarmak için çok şey yapabilirim. alinin eskisi, demek ki paralel evrende bir başka ali var ve o karıştırmamak için buradakini böyle kodluyor, hepsi bu gece çözülecek, hepsi.
tümünü göster