nerden aklıma geldi kim bilir? ben de bilmiyorum nerden aklıma geldiğine serbest serbest çağrışırken kalıma düştü işte.

kim diyecek olursanız rod steiger canım. kim o dediğinizi duyar gibi oluyorum. duck you sucker filmindeki cahil meksikalı haydut rolüyle james coburn ile karşılık döktüren, elia kazan'ın mcharty soruşturmalarındaki gammazlığını affedemeyen bunu elia kazan'ın oscar onur ödülünü alırken gösteren herşeyden önce ise doktor jivago filmindeki kamarovski kompozisyonuma kazınmıştır bu rod steiger.

bu benim kişisel düsüncemdir elbette subjektiftir objektif bir hikaye isteyenler ise bir zahmet kim kimdir ansiklopedisine baksınlar.

ne diyordum? doktor jivagodan bahsediyordum.

nedense doktor jivago filmi daha doğrusu romanı çökmüş bitmiş yıkıntıda açan bir gonca gibi gelir bana. ama ne yazık ki gonca dalından kopartılmıştır. nedeni niçini tarihçilere bırakalım derim ben. ama objektif olanlara ve amigo olmayanlara.

bir bilgenin bir kelamı vardı. aşağı yukarı şöyle birşeydi;

'eğer çalışacak bir işin, evinde güzel şarabın, şarabının yanında yenecek güzel peynir, evinde ise sevdiğin ve saydığın karşılığında sevildiğin ve sayıldığın bir eş varsa fazlasını isteyip allahtan belanı mı istersin behey hıyarto?'

belki de gerçek reçete bu. bütün dertlerin devası bu. kim bilebilir ki?

doktor jivago'nun yazarı pasternak'ın yayınlanmamış bütün eserleri yanmıştı. kendisi sadece omuz silkip geçmişti.

elimde doktor jivago'nun dilimize kanşaubiy miziev - ahmet necdet tarafından çevirilmiş kitap var. basıma eklenmemiş bir onyedinci bölümün dökümü var. ağırlıklı olarak şiirler var.

bir de vatan haini olduğundan dolayı ülkeden dehlenmesi gerektiğini bildiren sscb başsavcısı rudenko'nun hareketi karşılığında kruşçev'e yazılan mektup var şöyleki;

'saygıdeğer nikita sergeeviç;

şahsen size, sovyetler birliği komünist partisi merkez kominitesi'ne ve sovyet hükümetine başvuruyorum.

yoldaş semiçastnıy - dönemin kgb başkanı- 'nın raporundan, hükümetinizin sscb'den ayrılmam konusunda herhangibi bir zorluk çıkarmayacağı izlenimini edindim.

bu benim için mümkün değildir. rusya'ya hayatım ve işimle çandan bağlıyım. kaderimi ondan ayrı ve onun dışında düşünemem. hatalarım ve yanılgılarım ne olursa olsun. batı'da şahsımla ilgili çığ gibi büyüyen siyasal bir kampanyanın odak noktasında olabileceğimi tahmin bile edemezdim.

bunun bilincine vararak nobel ödülün'den feragat ettiğimi isveç akademisine bildirdim.

vatanımdan ayrılmak, benim için, ölümden de beterdir, o yüzden şahsıma karşı böyle bir önlem almamanızı rica ediyorum'

pasternak bu mektubu yazdıktan çok geçmeden 1960 yılının 30 mayısında pereldikino'da vefat etti. zaten.

kala kala bir numunesini nakş edebileceğimden daha daha fazla eserleri kaldı çoğu yandığı halde;

boşa geçmiş yıllar, hoşca kalın
vedalaşalım, ey aşağılamanın
uçurumuna meydan okuyan kadın!
ben, alanıyım senin savaşının.

elveda gergin kanadın açılışı,
özgürlük dolu direnci uçusun,
ve dünya imgesi, sözün taşıdığı,
yaratmanın ve mucize yaratışın

demek ki neymiş yazıya layık olabilmek gerekirmiş.....