çok çok uzun zamanlar önce beytepe'de edebiyat fakültesi kaloriferlerine serili yatardı, çok severdik onu, kimseye zararı yoktu.
sarılığı giderek kaçıyor, beyaz yaşının gereği olarak kendisini kaplıyordu. zaman zaman "saçların beyazlamış arkadaş, sana da benim gibi çektiren mi var" diye sorası olurduk, o ufaktan bir iç çeker kalorifere daha bir yakınlaşırdı, sanki gençliğinin izlerini, o sıcak, sımsıcak günleri orada buluyordu. hayalleriyle içimizden biri, uzaklara bakan her daim nemli gözleriyle bizden çok uzak biriydi. 84'ten başlayarak 12 öğrenci affı gördüğü rivayet edilirdi, hey gidinin hey gidisiydi. yine de taze poğaçaya hatta kırmızı şaraba hayır diyemezdi.
bir eylül günü edebiyatın kapısından girdiğimizde bir eksiklik duyduk, içimizden bir şey çalınmış gibiydi. sonra eskilerden bir memur ifşa etti yazın okula belediyenin köpek itlaf ekipleri çağırılmış rektör dahil pek çok arkadaş kurban gitmişti.
rektör, kimselere benzemezdi, o içimizden biriydi, anısı yaşatılmalı.