geçmişe duyulan özlem büyüdükçe yüreğimizde sık sık dile getiririz bu soruyu. yaşınızın kaç olduğunun önemi yoktur, geçmişte kalan herşey güzeldir çünkü.

daha çok çocukluk dönemimize ait olan anıları barındıran zaman dilimini içerir bu güzellikler. sorumlulukların omzumuza yük olarak binmediği, büyümenin ve gelecek üzerine kurulan hayallerin toz pembe olduğu döneme.

komşuluk vardır mesela. o zamanlar anneler çalışmıyordur, sıcak bir ev bekler sizi kapısını açtığınız anda. içeride günün yorgunluğunu atmak için toplanmış komşulara çay servisi yapan anneniz ödevinizin varlığını umursamaz. fırından yeni çıkmış mis gibi ıspanaklı böreği kapıp sokağa fırlayabilirsiniz. ama şimdi işten yorgun argın gelip çocuklarınıza sıcak ev ve börek sağlamakla görevli olan kişi sizsinizdir ve tabi ki komşularınız kapınızı çalsa da ayırabileceğiniz vakit saatlerle değil dakikalarla sınırlıdır sizin yeni hayatı zamanlama diliminiz içinde. bırakın komşulara çay servisi yapmayı kendiniz vakit bulup bir bardak sıcak çay içebilirseniz ne mutlu size.

bunun gibi örnekleri istediğiniz sayıda çoğaltabilirsiniz geleceğin size toz pembe göründüğü dönemler üzerine. gelecek bugün olup griye dönüştüğünde, geçmiş bürünür toz pembeye.