"yine yağmurlar yağıyor duygularıma"..hiç bitmemişti zaten de verilen fasılaya kandık. kan geri geldi, kanadık. filistin, azıcık kabuk bağlasa kaşınıp cerahatı akıtılan, iyileşmeyen insanlık yarası.

gözümü kapatıyorum olanlara. görmezden geliyorum, kafamı çeviriyorum. çünkü çaresizlik, elimin kolumun bağlı olması, sadece kuru gürültü çıkarmak ters geliyor bana. kulağıma çalınan bir kaç bilgiden sonra aferin chavez diyorum, yuh ulan obama diyorum. ama hiç bir şey yapmıyorum, yapamıyorum. hemen kapı komşum plazada israil konsolosluğu var. polis korumasında, giriş çıkış yasaklandı oraya.konsololsluğu koruyan polisleri düşündüm dün, içlerinden küfrederken mecburen orada olmak çok zor olsa gerek. belki de ilk kez acıdım polislere. sonra yürümeye devam ettim. metroya binecektim.

(olaylar başladıktan sonra hemen her sabah, konsolosluğa atılacak bir bombayı düşünüyorum. ne olur acaba diye? belki basit bir insanlık içgüdüsü, ölüm korkusudur bu. belki de içten içe hırslarımın dışavurumudur, bir şekilde bu haksızlıktan intikam alma isteğimin yansımasıdır. bilemiyorum. çok bencilce geliyor bir yandan; insanlar durduk yere öldürülürken bir yerde her gün ölümü beklerken, ben koca koca plazada kıçım rahatken kuruntulanıyormuşum gibi, öte yandan onların hislerine ortak oluyormuşum gibi geliyor; hiç bir sebep yokken aslında, başkalarının kişisel veya siyasal saçmalıkları yüzünden ölüyor olma ihtimalini yaşamak. neyse, konumuz bu değil. sadece duyarsız olmadığımı, bir şeyler düşündüğümü, hissettiğimi anlayın diye yazdım bunları.)

önce filistin bayrakları sallayan insanlar gördüm. lan dedim, ben bir şey yapmıyorum ama olsun..bu da bir tepki gösterme çeşididir. sonuç çıkmayacak biliyorum ama insanlar rahatlar en azından. sonra belli ki solcu olan bir grup genci o yöne giderken gördüm, hah dedim, nihayet bir konuda uzlaşıldı (oysa ki çok basit olmalı insanların dertleri, bu işin sağı solu yok ki. doğru veya hak bellidir. bunun için kavga etmek beyin olarak az gelişmişlik göstergesinden başka bir şey değildir benim için). sonra sonra o bayrakların nereden geldiğini anladım. maçların olduğu günlerde stad çevrelerinde peydahlanan işportacılar doluşmuştu yedi dakikalık yürüme mesafesine. açılan tezgahlarda filistin bayrakları, puşiler, üzerinde arapça bir şeyler yazan yeşil bantlar doluydu. iki sene önce puşi taktığımda bana kınayan gözlerle bakan insanları düşündüm yine (malum kürt hareketinin de sembolüydü puşi ve ben gayet esmer, kalın kaşlı, kara gözlü bir adamdım. belli ki "kürtçüydüm" ve potansiyel suçluydum). şimdi hepsinin boynunda puşiler, gururla taşıyorlardı onu; "kahrolsun israil" demenin yoluydu bu, "ben filistin'i tutuyorum".

sonra o tezgahtarları düşündüm ve kendimi. açlıktan nefesim koksa da yapmazdım ben bunu dedim. gururumu ayaklar altına alamazdım. insanlar orada yok yere ölürken, onların ölümleri üzerinden para kazanamazdım. haksızlığa duyulan öfkeden faydalanmak, kendini bir şey yapıyormuş gibi hisseden insanlara atkı satmak akbabalık yapmak gibi geliyor bana. ya da gazetelerin yayınladıkları "çocuklar ölüyor" fotoğrafları. orada sadece çocuklar ölmüyor. adamlar, kadınlar, yaşlılar da ölüyor. çocuklar ne kadar savunmasızsa diğer insanlar da o kadar savunmasız. ben sırf yirmi yaş büyüğüm diye bir çocuktan daha fazla hak ediyor olamam ölümü. söz konusu olan bir ordunun, kendinden daha güçsüz bir ülkeye, insanlıktan uzaklaşarak yaptığı saldırıdır. bunda çocukların ölmesi de acıdır, gelinlerin de, anaların da. yazılı ve görsel basının çocukları sürekli ön plana taşıması, sattığı görüntünün/gazetenin reyting alma kaygısından başka bir şey değildir ve gurursuzluktur. haber değeri taşıyan şey çocukların öldürülmesinden ziyade, uluslararası bir haksızlık olmalıdır.

"hayat fena halde futbola benziyor". barcelona ile göztepe maçı gibi israil filistin ilişkisi. galip belli. ama biz, her zaman daha güçsüz takımı tutma eğilimindeyizdir yıllardır. hele bir de hakem de güçlüyü tutuyorsa iyice sinirleniriz. bağırırız çağırırız, kızarız. atkımızı boynumuza dolayıp göz göz göztepe diye bağırırız. maç biter, yaptığımız tezahürattan sesimiz kısılır. hakem, barcelona ve atkı-bayrak satıcıları kazanmış, taraftarlar ve göztepe kaybetmiştir. ne acı...