bölüm 2;

kurmak istedikleri ve kudüs'ü başkent yapacakları büyük krallık için çalışmalarını sürdüren bu cemiyet yüzyıllar süren rüyalarına ulaşmak üzereler. başta amerika'nın desteği ile son zamanların en çok konuşulan planı "büyük ortadoğu projesi" nin gerçekleşmesi an meselesi olmuştur (a.b.d'nin şimdiye kadar olan başkanlarından 26'sının mason olduğu bilinmektedir). öyle ki a.b.d.'nin önce afganistan şimdilerde irak'a sebepsiz saldırması ve sıradakilerin iran ve suriye olabileceğinin mesajını vermesi bu bölgeyi plan için temizlemekten daha öte bir şey olmamalı. daimi müttefiki israil ve kuzeyde türkiye bu plana desteklerini her fırsatta dile getirmektedir. görünürde her zaman sıcak bir bölge olan ortadoğu'ya barışı getirecek olan bu planın asıl amacı tarikat şövalyelerinin büyük krallık ülküsünden başka bir şey değildir.....(14/6/04)
filistin ve israil arasındaki bitmeyen savaş, bu bölgeye bir müdahaleyi mecbur kılmaktadır. sözde barış getirilmek istenen bölge üzerindeki planlar çok daha farklı bir boyuttadır. gerek arabulucu devletler gerekse de "sadece barış" isteyenler bir türlü bölgeden vazgeçememektedir. kutsal topraklar üzerinde ki bu oyun yeni değildir. tarihin her döneminde ortadoğu hep kaos içerisindeydi. tüm dinler için kutsal olan bu topraklara egemen olmak her büyük gücün hayalindedir.
bugün israil'in taşeronluğunda bölge "arındırılmak" istenmektedir. bu yüzdendir ki israil terörüne hiçbir ülke ses çıkaramamaktadır. oysa ki daha düne kadar terörü lanetleyen, ispanya ve amerika (11 eylül)'daki saldırılar için dünyayı ayağa kaldıranlar bugün yahudi terörüne sadece seyirci kalmaktadırlar. bundan çıkarı olan gruplar elbette ki bu çatışmanın devamını isteyeceklerdir. ta ki bölge arınana kadar.
hegel'in tez-antitez-sentez felsefesini başta ortadoğu olmak üzere dünyanın her yerinde görmek mümkün. bu düşünceye göre önce sorun yaratılır, tepki oluşturulur ve çözüme gidilir. dünya ticaret merkezi saldırısında da bu olmuştur. saldırı gerçekleştirildikten sonra medya etkisi ile halkın reaksiyonu ölçülmüş , daha doğrusu bu tepki yaratılmıştır. ve ırak savaşı... 11 eylül olaylarının aslında önceden bilindiği ve gerekli önlemlerin alınmadığı bugün her yerde konuşulmaktadır. militanların a.b.d. 'de uçuş eğitimi aldığı biliniyor ve bu istihbaratı alan amerika'nın hiçbir şey yapmadığı bilinmektedir. olayların ardından medyada çıkan acıklı görüntüler, (kuleden atlayanlar, kurtarma çalışmalarında ölen itfaiyeciler v.s. ) amerikan halkına bir intikam duygusu empoze etmiştir. bunun sonucunda da irak savaşına giren a.b.d. arkasına halkının ve de dünyanın güçlü devletlerinin desteğini almıştır. aynı durum pearl harbor 'da da yaşanmıştır. japon telsizlerinde ki şifreyi çözen amerikan savunma bakanlığı bu hususta hiçbir önlem almamış, ve saldırı gerçekleşmiştir. ve amerika o ana kadar halkına kabul ettiremediği savaş fikrini, yine aynı halkın muazzam desteğiyle gerçekleştirmiştir. asıl ilginç olan o zamanın devlet başkanı 33. dereceden mason olan roosvelt 'ti. vietnam savaşının sebebi olarak vietnam kıyılarında bir amerikan gemisine yapılan saldırı gösterilmiştir. ancak savaş sonunda bu saldırının hiç olmadığı ortaya çıkmıştır. aynı senaryo bugün irak' ta oynanıyor. saddam 'ın sakladığı iddia edilen nükleer silahlar, karış karış aranmasına rağmen hala bulunabilmiş değil. hegel 'in bu düşüncesinden yüzyıllar önce aynı sav illuminati 'nin varoluş fikri olarak bilinir. öyle ki 33. dereceye ulaşan illuminatilerin taktıkları madalyonda bu görülebilir. iç içe geçmiş üçgenlerin olduğu mücevherin üzerinde latince ordo ab chao yazmaktadır. bunun anlamı ise "kaostan kaynaklanan düzen".(16/6/04)...
kaostan kaynaklanan düzen fikrini benimseyen illuminati tarikatı yıllardır bunu uygulamaktadır. sonunda yapmak istedikleri de dünyayı tek bir hükümet altında yönetmek. kurmak istedikleri merkezin kudüs olduğu ve tüm dünya halkları üzerinde mutlak hakimiyet kurabilecekleri bir krallık.
ne yazık ki bunu önlemesi gereken mevkilerde bulunanlar ya tarikat üyesi ya da onların yardakçısıdır. yavaş yavaş tüm dünyayı ele geçirmek istemeleri gizli amaçlarıydı ama artık gizlemek gereğinde bile bulunmuyorlar. gözünü açabilen her insan olanları görebilir.
tümünü göster