can dündar'ı seyrettim geçenlerde abbas güçlü'nün programında. zavallı adam tamamen savunmaya geçmiş kemalist gençlerimizden gelen saldırıları savuşturmaya çalışıyordu. güzel de cevaplar vermedi değil hani. lakin anlayana. gençlerimiz öyle dolu gelmiş ki programa can'ın verediği cevaplar dinlenmiyordu bile. aynı sorular her iki üç kişide bir yenileniyordu. aslında oradakilerin söylemek istediği biz mustafa kemal atatürk'ü bize öğretildiği gibi, zaafları olmayan, zayıflıkları gözükmeyen, insan üstü ultrasüper bir kişilik olarak kabullendik, öyle kalsın istiyoruz. yok aşkına cepheden mektup yazmış, yok karanlıktan korkmuş, yok içmiş, yok dikatatörmüş ve benzeri "iftiralarla" onu yaralamana izin vermeyiz diyordu gençler. adamın yaptığı filmde geçen olayların, anlatılanların hepsi belgeli olduğu için kimse adamakıllı bu yalan diyemiyordu lakin karalamak , çarptırmak adına her yönden atağa kalkmışlardı.

şimdi, eğer bu anlatılanlar yalan değilse ki değil, nedendi bu öfke? atatürk'ü bilinmeyen yönlerini göstermek için yapılmış bu film neden bu kadar tepki çekti? birilerinin ekmeğine taş koydu ondan. atatürk'ün adını kullanarak çeşitli menfaatler peşinde dolananaların işine gelmedi bu. tapılması gereken bir ilahın insan olduğunun ortaya çıkması belli ki birilerini rahatsız etti. mustafa'nın da sen ben gibi bir insan olduğu gerçeği tokat gibi çarpmış birilerinin yüzüne.

programda da bunları gördük. içkinin ve sigaranın neden olduğu bir hastalık yüzünden zamansız ölen birinin sağlığında içki içtiği gerçeğinin söylenmesi, nerdeyse öğrencilik yıllarının tamamını yatılı okul yurtlarında ışıkta uyumuş birinin karanlıktan rahatsız olabileceği gerçeğinin ortaya konması, kurulan yeni rejimi oturtmak için bazen sert yollara başvurmak zorunda kalan, arkadaşlarının, en yakınındakilerin ihaneti neticesinde kimseye güvenemeyen birinin yalnız bir diktatör havasında görülmesi o kadar rahatsız etmiş ki gençlerimizi nerdeyse kürsüdeki can dündar'ı tekme tokat döveceklerdi. içlerinde ki nefret gözlerinden yansıyordu.

gençliğin o halini görünce üzüldüm açıkçası. neyi neden savunduğunu bile bilmeyen bir gençlik, atatürk'ün emanetine ne kadar sahip çıkabilir ki?
tümünü göster