an itibariyle gözlemlerimi paylaşayım istiyorum sizlere bu belgesel hakkında. hep gırgır geyik nereye kadar, biraz ciddi olmak lazım. deneyeceğim efendim..

çokça yazı okudum öncelikle belgesel hakkında. yazılan eleştirileri övgüleri tek tek analiz etmedim ama bir kesim yapımı bir hayli beğenirken, bir kesim ise hiç beğenmemekle birlikte yerlerin dibine sokacak kadar uç noktalarda dolanmaktaydı. ee tabi hal böyleken hem dünün anlam önemine binayen uygun olur diye düşünüp arkadaşlarımla toplanıp sinema salonundaki ilk belgesel izleme deneyimimize ulaştık.

okuduğum eleştirilerden öğrendiğim üzere, bu yapımın sahibi can dündar, girilmesi pek güç olan devlet arşivine girip, ulaşılması çok zor olan mustafa kemal e ait günlüklere ve yazılara ulaşıp bu yapım için zemin hazırlamış. üzerinde uzunca süre emek harcadığını da yapımını anlatırken kendisinden duyabiliyoruz. tüm bu meteryaller ve benim can dündar ın samimiyetine olan inancım birleşince film hakkında iyi şeyler düşünerek girmemi sağlamıştı salona. ama -di li geçmiş zaman kullanmamdan da anlayacağınız üzere, kişisel görüşüm olarak rahatça söyleyebiliyorum ki, yapımı beğenmedim. yani olmamış.

bilemiyorum, belki de benim beklentilerim aşırı seviyede yüksekti, doyuruculuk bakımından çok zayıftı çünkü belgesel. bu alanda bir ilk olması nedeniyle de belkimiz yüksekti sanırım. gözümüzde daima ciddi bir karakter olarak bulunan mustafa kemal i daha insancıl yönleriyle tanıyacağız mottosuyla lanse edilen bu yapım eldeki malzemenin iyi işlenememesinden ötürü çok yavanlık hissettiriyor size. birde can dündar ın önceki yapımlarından dolayı beklentiniz yüksek oluyor galiba.

yapım, türkiye de bu konuda bir ilk olması sebebiyle görülmelidir bence ama beklentileriniz asla yüksek olmasın. ahım şahım bir yapım değil. art niyet aramıyorum, ama yapımı mustafa kemal in bir rant aracı olarak kullanılması gibi bile düşünebilirsiniz. tatmin aracı olarak, gayet iyi ama.

evet, ciddiyeti bozmadan bir yazıma son noktayı koyuyorum. iyi günler efendim..
tümünü göster