sığınılmak istenen yer... her şeyden kaçıp deniz aşırı bilinmeyen bir ülkeye gitme hayalleri gibi hayalini kurup durduğumuz yegane yer.. deniz aşırı o bilinmeyen ülkeye gitmeyi isteriz de hiç gidenimiz, gidebilenimiz olmuş mudur? ama hepimizin hayatında bir sohbette, yalnız kalınan bir gecede ortaya çıkmıştır bu hayal.

'' bildiğin gibi değil. beni kimsenin bulamayacağı, kimsenin bilmediği bir yere gitmek istiyorum. ''

güçsüzlük de aynı bu ülke gibi. kimsenin olmadığı bir ülkede bizi kim sorumlu kılabilir, kim yargılayabilir? ben zayıfım dediğimizde bizi kim suçlayabilir? ama bunlar hep hayal.

o bilinmeyen ülkeyi bir bilenin olduğunu sonunda anlarız. o bilen de bizden başka biri değildir. güçsüz olmadığımızı da sonunda anlarız, sadece biz biliriz belki, ama o bile yeter.

benim 2 yaşında bir yeğenim var, bir erkek. korktuğu o kadar çok şey varki... korktuğu şeyleri yapmak zorunda kalınca diyorki: '' ama ben yapamamki, ben çok küçüğüm'' onun için masumca bir mazaret bu. ama bizim için? yani anlatmak istediğim şu; korktuğumuz şeyleri yapmamak için öne sürdüğümüz bahanelerden biridir aynı zamanda güçsüzlük.
tümünü göster