aslında bariz gözükmesine rağmen hala çoğu insan tarafından anlaşılamayan "kültür dediniz aha kültür, romantizm dediniz aha romantizm, yakışıklılık, incelik, daha ne olsun amk" diyen binlerce yakışıklı zengin kaliteli nazik iyi sevişen erkek'in ortak haykırışıdır, güzel kızların krolarla dolaşması tadındaki onlarca başlığın sebebidir.

şimdi konuya girmeden önce size kendi sıçtığım bir denklemi vermek istiyorum, sadece kızlar için değil tüm insanlık için geçerli bir denklemdir bu.
------------------------------------------------
güzellik x zeka x bulunabilirlik = sabit (siz white sabiti de diyebilirsiniz. ehem.)
------------------------------------------------
denklemimizde de görebileceğiniz gibi güzellik arttıkça zeka azalır, ikiside artarsa bulunabilirlik minimuma iner. ve malesef "kızlardaki sahiplenilme duygusu" da zeka azaldıkça artar. bu da demektir ki çok güzel kızlar genellikle salak olurlar ve genellikle sahiplenilme duygusunu yaşarlar.
şimdi bu noktada insanlar bu bahsettiğimiz sahiplenilme duygusunu direk bir eşya gibi sahiplenilmek olarak alıyorlar ancak çok yanılıyorlar. aslında gerçekten çok kapsamlı bir duygudur bu ve yüzyıllardır kadınların içine işlemiştir. yeterince zeki olanlar genellikle bu içgüdüden soyutlarlar kendilerini (evet artık bir içgüdü haline gelmiştir bu) ancak genel olarak kadınlarda görülmeye devam etmektedir. sahiplenilme duygusu dediğim gibi çoğunlukla gerçek anlamında sahiplenilmek olarak yaşanmaz. bu tip kadınların gözünde erkek figürü onları koruyup kollayacak, hayatlarına yön verebilecek, cesur ve özgüveni olan kişilerdir. unutmayın yüzyıllarca gözde olan bu tip erkek figürü birkaç yüzyılda silinip atılabilecek birşey değildir ve yadırganması da yanlıştır.

peki zekası daha yüksek kadınlar da bu yok mudur? gözlemleyebildiğim kadarıyla diyorum ki aslında zeki kadınlarda da vardır bu ancak daha bir derinlerde ve bastırılmıştır. şimdi bu bahsettiğimi "bastırılmış eşcinsellik" gibi düşünmeyin. gayet normal bir durum bu ve ortaya ancak kadın partnerine gerçekten çok güvendiğinde, onu kontrol etmeye çalışmayacağına inandığında yalandan çıkar. yani belki bir durumda "sen benim erkeğimsin di mi, beni korursun di mi" cinsinden şakayla karışık sorularla gelebilir, çeşitli oynaşmalarda veya seks sırasında ortaya çıkabilir ancak ortalama zekalı bir kadının yaptığı gibi kendinin kontrol edilmesine izin vericek kadar şiddetli değildir.

herneyse gelelim pek sevgili centilmenlerimizin yaptığı yanlışlıklara. ben şahsen hala bunun anlaşılamamış olmasını anlayamıyorum açıkçası. bir erkek olarak beraber olmak istediğiniz bir kadın var, çok güzel ve öyle pek de zeki değil. ve siz gidip tüm kültürünüzü, zekanızı, inceliğinizi gösteriyorsunuz. sevgi ve ilgiliye yanaşıyorsunuz derken o da ne! kadın sizi arkadaş olarak görmeye başlamış bile. çünkü siz eğer baştan o güç, özgüven duygusunu veremediyseniz kadın sizi bilinçaltında direk potansiyelden çıkarıyor. siz onun gözünde çok değerli zeki biri olsanız bile "ben seni arkadaş olarak görorooom" mottosunda sıkışıyorsunuz. çünkü-ona-erkeklik duygusunu-veremediniz, hayatındaki onlarca erkek gibi sadece şımarttınız. peki pek sevgili güzel kızımız napıyor, gidip odunun birini buluyor ve kahroluyorsunuz. ama dikkatlice farkederseniz görürsünüz ki sizin veremediğiniz o güven, korunma duygusunu pek sevgili odun arkadaşımız doğanın kendisine verdiği içgüdülerle sağlamış ve kızı tatmin etmiş, bir süreliğine. sonuçta her kız odunlardan sıkılırı ve ayrılır o duygunun sahteliğini anlamaya başladığı an. eh ne yapalım belki de size bir dahaki kısmetmiş.

doğal olarak bu duygunun bir karşılığı da vardır, erkeklerdeki sahiplenme duygusu. ne yazık ki bu kızlardaki kadar masum bir duygu değildir tam tersi günümüzdeki kadına karşı şiddetin en büyük sorumlusudur. ancak bu başka bir başlığın konusu, benim kısaca diyeceğim şey belki belli bir zekanın altında çok can sıkıcı olabilir bunlar evet, ama eğer partnerlerin ikisi de bilinçliyse ve bunu ciddiye almadan sadece içlerinden geldiği gibi yaşıyorlarsa ilişki bambaşka bir boyut kazanabilir. erkekle kadın birbirlerini gerçek anlamda bağlanmış ve bir bütün hissederler. masum bir "ben seninim" lafı samimi partnerler arasında en güçlü afrodizyak etkisini yaratabilir. bunun -yine bence- en iyi örneği hemingway kitaplarında özellikle silahlara veda ve çanlar kimin için çalıyorda işlenmiştir. eğer bahsettiğim duyguları direk yaşamak istiyorsanız gidin ve bu kitapları okuyun.

herneyse size bunları anlatmamın nedeni bu duygunun, sahiplenme ve sahiplenilme duygusunun sanıldığı kadar öğk kaka olmamasıdır. eğer yaşamadıysanız, yaşayın. o zaman anlarsınız.
tümünü göster