ne kadar dikkate alınır bilmiyorum ama bir sünni olarak bu olayı lanetliyorum. evet, ilginç öyle değil mi? bir sünni olarak lanetliyorum hem de bu olayı ve hatta suçsuz insanları allah adına öldürenlerin benim anladığım dini anlamadıklarını da iddia ediyorum. bu yüzden onlara din kardeşim demeyi de uygun görmedim hiçbir zaman. hayvanları severim ama hayvanlaşan insanları asla. edilen küfürlerin aynısını ben de ediyorum onlara, artı alırmıyım genellemecilerin nazarında, bilmiyorum, ilgilenmiyorum da aslında. neyse, safım belli olsun. onu ifade etmek için yazdım bu girizgahı.
devletin keyfekeder tecelli eden bekasını, insan öldürmek için kılıf haline sokan zihniyet hepinizin malumu. bu yolla* isteyen istediğinin kafasına kurşun sıkabilir, elini kolunu bağlayarak istediğine işkence edebilir. bunu vatan millet aşkına yaptığını söylediği anda da arkasından birileri gelecektir. sırtını sıvazlayanları, arkasına ay-yıldızlı bayrak asan yoldaşları her daim olacaktır. hatta daha da fantastik düşünecek olursak; devletin bekası için birisine tecavüz bile edebilirsiniz. emin olun, overdoze milliyetçilik kafası yaşayan birtakım cengaverlerin gözünde yine vatanperver addedileceksiniz. zira, devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir tavrı bu milletin iliklerine kadar zerk edilmeye çalışılıyor. hal böyle olunca, öldürmekten başka yetisi olmayanlar, payidar olmasını umdukları devlete ve yüce kutsiyetlerine hizmet derdine düşüyorlar. sonuç ortada; sivas'ta insanlar yakılıyor, ermeni olması hain olması için yeterli görülen gazeteciler sokak ortasında katlediliyor. ve böylelikle payidar olan devlet, tıpkı tanrı gibi bakileşiyor. kandan ve gözyaşından dallanıp budaklanıyor.
haksız yere bir insanın şerefsizce katledilmesini lanetlemenin marifet olmadığının da farkındayım. olması gereken bu çünkü. ancak katledilen insanın aydın/entelektüel/avam olması da farketmiyor benim için. bununla beraber maalesef, her bağlama çalan da aydın olamıyor. bu sebeple, sivas'ta yakılan insanların cümlesine aydın sıfatının uygun görülmesini de sivas'ın acısını yaşayanların iyi niyetlerine yoruyorum. zaten önemli olan, suçsuz birinin yakılması/öldürülmesi burada. benim bu olayın acısını yaşamam oradakilerin aydınlık düzeyiyle orantılı değil anlayacağınız. alevi veya sünni, putperest ya da mecusi olmalarıyla da alakalı değil. orada diri diri insanlar yakıldı. kanımca, bir cinayeti herhangi bir sıfattan münezzeh kılarak lanetlemek yeterli bir tavır. aynı zamanda daha nesnel bir tepki.
katliamın, kontrolsüz genelleme yolunda kullanılan bir araç haline gelmesi de endişe verici açıkçası. nasıl ki; pkk'yı emsal gösterip bütün kürt halkını aynı kategoriye yerleştirmek faşizan bir tavır ise, sivasta'ki günahı bütün sünnilere yüklemek de aynı zihniyetin takınacağı tavırdır. zira, birileri ''hepimiz orospu çocuğuyuz'' dememizi istiyor. kusura bakılmasın ama; orada, daha insan olmayı dahi becerememiş din/insanlık fakirinin günahını üstlenmeye hiç niyetim yok. bir sorumlu aranacaksa; o, insanları hizaya sokamamış, zamanında gerekli insanlık düzeyine ulaştıramamış politikalar/siyasi hareketlerdir. iş bunları lanetlemekse, ben de varım.
devletin keyfekeder tecelli eden bekasını, insan öldürmek için kılıf haline sokan zihniyet hepinizin malumu. bu yolla* isteyen istediğinin kafasına kurşun sıkabilir, elini kolunu bağlayarak istediğine işkence edebilir. bunu vatan millet aşkına yaptığını söylediği anda da arkasından birileri gelecektir. sırtını sıvazlayanları, arkasına ay-yıldızlı bayrak asan yoldaşları her daim olacaktır. hatta daha da fantastik düşünecek olursak; devletin bekası için birisine tecavüz bile edebilirsiniz. emin olun, overdoze milliyetçilik kafası yaşayan birtakım cengaverlerin gözünde yine vatanperver addedileceksiniz. zira, devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir tavrı bu milletin iliklerine kadar zerk edilmeye çalışılıyor. hal böyle olunca, öldürmekten başka yetisi olmayanlar, payidar olmasını umdukları devlete ve yüce kutsiyetlerine hizmet derdine düşüyorlar. sonuç ortada; sivas'ta insanlar yakılıyor, ermeni olması hain olması için yeterli görülen gazeteciler sokak ortasında katlediliyor. ve böylelikle payidar olan devlet, tıpkı tanrı gibi bakileşiyor. kandan ve gözyaşından dallanıp budaklanıyor.
haksız yere bir insanın şerefsizce katledilmesini lanetlemenin marifet olmadığının da farkındayım. olması gereken bu çünkü. ancak katledilen insanın aydın/entelektüel/avam olması da farketmiyor benim için. bununla beraber maalesef, her bağlama çalan da aydın olamıyor. bu sebeple, sivas'ta yakılan insanların cümlesine aydın sıfatının uygun görülmesini de sivas'ın acısını yaşayanların iyi niyetlerine yoruyorum. zaten önemli olan, suçsuz birinin yakılması/öldürülmesi burada. benim bu olayın acısını yaşamam oradakilerin aydınlık düzeyiyle orantılı değil anlayacağınız. alevi veya sünni, putperest ya da mecusi olmalarıyla da alakalı değil. orada diri diri insanlar yakıldı. kanımca, bir cinayeti herhangi bir sıfattan münezzeh kılarak lanetlemek yeterli bir tavır. aynı zamanda daha nesnel bir tepki.
katliamın, kontrolsüz genelleme yolunda kullanılan bir araç haline gelmesi de endişe verici açıkçası. nasıl ki; pkk'yı emsal gösterip bütün kürt halkını aynı kategoriye yerleştirmek faşizan bir tavır ise, sivasta'ki günahı bütün sünnilere yüklemek de aynı zihniyetin takınacağı tavırdır. zira, birileri ''hepimiz orospu çocuğuyuz'' dememizi istiyor. kusura bakılmasın ama; orada, daha insan olmayı dahi becerememiş din/insanlık fakirinin günahını üstlenmeye hiç niyetim yok. bir sorumlu aranacaksa; o, insanları hizaya sokamamış, zamanında gerekli insanlık düzeyine ulaştıramamış politikalar/siyasi hareketlerdir. iş bunları lanetlemekse, ben de varım.