le spleen de paris'den;

her zaman sarhoş olmalı. her şey bunda: tek sorun bu. omuzlarınızı ezen, sizi toprağa çeken zaman'ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız.

ama neyle? şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. ama sarhoş olun.

ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun yele, dalgaya, yıldıza, kışa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, "saat kaç" deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: "sarhoş olma saatidir... zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz."

charles baudelaire.

çeviri: tahsin yücel.

şey de vardır:

'..içmiyorsun. içmelisin. bedenin uyuştukça kurtulursun gezegendeki tutsaklığından. uzayın ciğerlerine dolarsın.
kafan düşer-kırılır. ruhun düşer-kırılır. sen, et ve söz olmanın görkemini yaşarsın...''

bu da iskender'den.. güzel demiş adamlar.