retorik soru diye bir şey var, bilmem bilir misiniz? işte sol taraftaki cümle buna bir örnektir. biçim olarak sorudur ama içerik olarak soru değildir. kimseden, sorduğumuz soruya beklediğimiz bir cevap, verilecek cevabınsa gökteki güneşten daha parlak olan gerçekleri değiştireceği yok!

sosyologdan daha sosyolog; hukukçudan daha hukukçu; yılların siyasetçisinden daha siyasetçi ve hepsinden önemlisi, "kraldan daha kralcı" kişiler var aramızda. "özgürlükler yanlısı olduğumu belirteyim" benzeri bir tümce, yanlış anlaşılmaktan korkmuşluktan çok, "söylediklerime katılmak zorundasınız, çünkü ben hepinizi kucaklayan bir anlayışa sahibim" alt metnine sahip bir bayağılıktır. kimsenin fikirlerini açıklarken "aslında x takımlıyım; siyasi görüşüm y'dir ama..." biçiminde başlaması gerekmez. bu zaten korkakların işi. sen görüşünü yaz, karşındaki ne düşünürse düşünür, sana ne?

özgürlükçü geçinmek, erbakanla, tüm türban takanları bir tutmak mıdır? özgürlükçü geçinmek, düşünce özgürlüğünü sekteye uğratabilecek en küçük işlemlerin bile karşısında olmak değil midir? rahiplerin, yazarların öldürülmesine içten içe sevinmekle, kafaya türban takmak arasında bağıntı kurmak mıdır özgürlükçü geçinmek? ne demeli, beyni türbanlı olmasın insanın. kafayı açarsın da, beyni nasıl açacaksın arkadaşım? bu kadar dibe battıktan sonra, sıfır noktasına gelip, insanlığa yeniden, nasıl başlayacaksın? (anlama kıtlığı olanlara not: bu entrydeki tüm sorular retoriktir. laneth'in bir forum olmadığını bu soruların retorik olduğunu anlamayanlardan çok daha iyi biliriz, merak edilmesin, kaygılanılmasın)
tümünü göster