bireyselliğin ve bireysellikle gelen elestirel düşüncenin üzeriden silindir gibi geçildiği bir diyarda alttan gelen ıslahat edinimlerindense tepeden gelen günü kurtarmak ve garbi alemlere şirin gözükebilmek için tazminat döneminden beri şeklen yeni ama özde ise bir şaşkınlık yaşamaktayız.

mazisi üretme kaygısı olmadan kodummu oturtumculuk paydası yüksek olan değişen dünya şartları neticesinde geriliye geriliye en verimsiz topraklarda konmulanan bir devletin ahvadiyiz ne yazık ki. üstüne üstlük kefereye artık kodummu oturtuculuk yapamadığımız için birbirimizi yemekle meşgül olduğumuzu en dingil kişi bile farkındadır.

didişme ile harala gürele bir kör döğüşünün temel alındığı, gündelik kaynatılan katranlı kazanlarının temcit pilavlarının kokusu sindiği hamasetler ve yalanlarla en tatlı masallarla idare ediyoruz.

bir zamanlar biz böyledik bakmayın şimdi fakr-ü zaruret içinde gark olduğumuza demenin değişik bir biçimi olan mühim günleri tantalı kutlamalar ile yürek soğutuyoruz.

işte bu temelde yükselen ve atılan ıslahat reformşları ne yazık ki kalıcı olmaktan çok uzak, kalıcı olsa bile niyet neydi akıbet ne oldu mertebesine yükselmektedir.

çok uzun zamandır hemen herkesin hemfikir olduğu -aslında aklı malik kişilerin desem daha doğru olur- dar, bağnaz, baskıcı kasaba ve köy zihniyetinin yenilikçiymiş gibi gözükmesi hazin bir tablo olarak gözümüze çarpmaktadır.

ne bürokrasi sultası ne de ne de iktidarda olan kütük bezirgan zihniyeti türkiye'nin gitgide gelişen ve arada farkı açtıkça açan dünyaya yetişmesi zor gözükmedir.

hele ki yenilikçi olması beklenen ve öyle görülen ammavelakin soğuk savaş dönemini hala atlatamamış odakların çapsızlığını da eklersiniz ıslahat çabalarının baştan bir sıfır yenik olduğunu anlarsınız.

bu hazin tabloda yine de bazı şeylerin az sayıda iyiye gittiğini görmekteyiz. fakat bütün bunlar için o kadar çok gereksiz bedel ödendi ki....

eh bu suretle yarın iyi günler göreceğiz çoçuklar demek kötü bir şaka gibi geliyor artık.....
tümünü göster