http://www.ntvmsnbc.com

ã¶ncelikle rica ediyorum haberi okuyun. sonralıkla:

kanunlarda kişi hak ve hürriyeti ile ilgili konularda damokles kılıcı işlevi gören bir sürü kavram var. diğerlerini bir kenara bırakalım (ki anayasada "millã® güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" şeklinde sıralanmaktadır) ve genel ahlak kavramı üzerinden beyin fırtınası yapalım.

eşcinsel vatandaşların 'eşcinsellerin haklarını koruma' temel amacı ile kurduğu derneklerden biri olan lambdaistanbul derneği, kuruluş amacı 'genel ahlak'a aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemece kapatıldı. yani farklı olanın, azınlık sayılanların (zira mahkeme heyetinin türkiye'nin heteroseksüel bir yapıda olduğunu ispatlaması pek mümkün değil gibi, bu yüzden eşcinseller ancak ve ancak azınlık sayılabilir) 'genel', 'çoğunluk' karşısında bırakın hükmü okunmasını, ismi bile yok.

aynı hukuk düzeni, ülkenin %80'i yarın aynı partiye oy verse, parti anlayışının 'genel anlayış' olduğunu kabul etmez mesela, bundan hepimiz eminiz, yanlış mıyım? öyleyse, sadece kendi görüşlerini nasıl oluyor da 'genel' geçer kabul ediyorlar? bu yetkiyi onlara veren anayasa da kanun da insan haklarına aykırı değil mi? yarın "heterometero" derneği diye bir dernek kursa heteroseksüellerimiz; bu derneği de genel ahlaka aykırı mı sayacaksınız? ahlak dediğiniz şeyin üzerinde; insanoğlu felsefe denen girdaba girdi gireli tartışma varken; siz nasıl oluyor da ahlakı bir heykel gibi sabitleştiriyorsunuz? hele hele böyle mahrem bir konuda?

kanuna karşı hile yapmak; kanunun amaçladığı sonuca değil de kendi amaçladığı sonuca kanunun meşru kıldığı vasıtaları 'kirlice' kullanarak ulaşmak; haklarını korumak zorunda olduğu insanların haklarına, kaypak kelimeleri kirli emellerine siper ederek halel getirmek, genel ahlakı bilmem ama benim ahlak anlayışıma göre su götürmez bir ahlaksızlıktır. fakat, uluorta sevişmediği sürece hemcinsine ilgi duymak ahlaksızlık sayılması mümkün olmayan bir 'vakıa'dır.

oldu olacak, eşcinsellik yasaklansın. inanın bu vahim mentaliteye göre çok da ses edilmeyecek bir tasarruf olur bu. eşcinsel olduğunu bir şekilde ifade eden herkes cezalandırılsın. zira; özgürlük uğruna, hakkını savunmak uğruna; içinde bulunduğu toplumun büyük çoğunluğunun kendisine 'ibne' yakıştırması yapacağının ayırdında olmasına rağmen dernek kuran eşcinsel vatandaşlarımızın, kafasına tektip vatandaş imajı mıhlanmış 'heteroseksüel' hakimlerimiz karşısında bir ehemmiyeti yok.

ha bu arada; felsefe dedik ya, hukuk felsefesinin özünde, kanunların şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta ihdas olunması yatar. kaypak tabirlerle vatandaşın gözünü korkutmak değil...

sonuç olarak, cannes'da konuşan nuri bilge ceylan'ın yalnız ve güzel ülkesi türkiye'nin bir de böyle çirkin yüzü var. bir hakim, eşcinselliğe karşı olabilir; eşcinsellerden nefret dahi edebilir. fakat karar verirken; kişisel hıncını, ihtirasını; kişiden kişiye değişmesi kabil tüm özelliklerini paltosuyla birlikte portmantoya asmalıdır. aksi halde gözlerde, teraziyi bir kenara fırlatmış ve iki eliyle birden tuttuğu kılıçla, yerde gözü bağlı biçimde yatan ve adalet dileyen vatandaşın kafasını koparmasına ramak kalmış bir heykel hayali canlanacaktır.