hayat çoğu yerde kendi tekrarından ibaret asla tekrarı olmayan zaman dilimlerinde, sadece kendinizle rekabet ediyorsanız bile bu böle.. çok beylik bir giriş oldu farkındayım ama asıl farkındalığıma eşiklik ettiği için fark etmez ya da farkı neyse öderiz arkadaşım nedir yani?

10 yıl önce açılmış, oldukça parlak, alabildiğine samimi, utandıracak kadar masum, rengarenk olabilecek kadar beyaz olan, karşımda duran ve yalnızca bir çocukta olabilecek bir çift göz..
abuk sabuk başından savruk ne kadar soru varsa sorduğum, sırf canım sıkıldığı için muhabbete sokulduğum ama adını sormayı akıl edemediğim küçük bir çocuktu karşımda duran, benimle konuşan.. aslında ben konuşurken susan sorduğumda yanıtlayan tüm megolaman monologlarımı bi anda diyaloga yoran küçük bir çocuk.. yerinde sabit olamayan sürekli devinen ve her saniyesinde yeni bir yaradılışa tanıklık etmenin acizliğini sızdıran bir küçücük fıçıcık.. çocuklardan pek hazzetmeyişin müzminleştiği bünyem için oldukça yüksek bir dozdu o bankanın önünde bir sigara içimlik mola.. masumiyetten mi kaçıyordum şimdiye kadar ya da simyasını bulduğum kendime yarattığım acil durum iksirlerine katık ettiğim gerçekliğin katıksız kalışından mı ?..?..? tüm bu soruları onun yanında hiç düşünmedim yanından ayrılırken gittikçe büyüyen gölgemde belirdi hepsi..

o akşam açtığını fark ettim ıhlamurların .. askeriye bahçesinin kan ve salya kokusuna inat o akşam ıhlamur kokularıyla yürüdüm sokak lambalarının sarıya buladığı o yoldan aşağı.. o akşam durdum ve gölgemi tersten gördüm..