en güzeli; en çirkine gitsin..

beş yüz doksan altı

''seni yazmak istiyorum. sözcüklerin yetersizliği
canımı sıkıyor. gazete kağıdına sarılı kırmızı
karanfillere benzer hüznümü uzatıyorum sana, al-
masana! zayıf, çelimsiz bir pergel gibi gözlerin.
baktığı yere kocaman çemberler çiziyor yeşil.
çemberler sıkı yalnız. akşamüstlerin toy şiirler-
ri sarkıyor ağzından. bilmiyorsun. dudakların gü-
zelliğinle kafiyeli. dudakların: birer piç kurusu.
güzelliğin: lir çalan bir dolu hanımeli; onca ka-
palı çarşı var ki mutlaka çocukluğunda- her yeni
yaşın bir mücevher olacak pişman..
lacivert bir kemandır deniz hep her an, martılar
akort eder onu ince dokunuşlarla ince/ ve bir
sığ çığlık olurdu ölüm, suyun diyalektik sesinde.
çıt! iki harf çarpıştı. çıt etti, bit öksürdü!.
satranç tahtasına dönüştü ömrüm, ceylanım! elle-
rim titriyor, ''alkol alkol'' diye bağırıyor par-
maklarım. rakı imparatorluğu, cin ilmi, votkaspor,
şarabın kamışı andıran ufak neylerle içimi.

gülüm! seni düşünüyorum. bir isyan halesi deli
başım, çık küfret! seni seviyorum diyecekken
kayıyor senkron; öldürüyorum kendimi sen'le onlar
arası bir biçimde. gece denen kara kızağı, it sü-
rüsü gibi bir yalnızlık çekiyor. bir ihtilal.
mecburi! ebruli içimde!.''
tümünü göster