pezevenkliğin de bir raconu var canım, böyle uluorta taklidi yapılacak kadar düşük kalitede bir zanaat değil ki. markette alışveriş yaparken dikkatimi celbeden, fox tv'de yayınlanan bir 'çöpçatanlık' programı var: su gibi adında. evde kalanlardan duyulan sosyal rahatsızlığı, son derece sosyal bir programla bertaraf edip yüreğimize su serpmeye çalışan çok sevimli bir program. yaşını başını almış ev hanımları stüdyoda oturmuş (belki gizliden gizliye çekirdek de çitleyerek) erkeğin kadına, kadının erkeğe kur yapışını izliyor. ilk kez birbirini gören kadın ve erkek, evlilik müessesesine bakış açılarını birbirine açarak aslında kartlarını açıyor: kartlar açık ve son derece ciddi biçimde evcilik oynanıyor. hem de yetmiş iki milyonun önünde. ben anlamam kardeşim, herkes bu programın müptelası, yetmiş iki milyon işte.

sunucu arabulucuğa soyunuyor. kadınlar genelde prensip sahibi. evinin erkeği, çocuklarının babası olacak 'adam'a şartlarını sıralıyor. hepsi de birbirinden maddi istekler. ruh filan önemli değil. ruhunuza kezzap dökeyim e mi? yahu bu insanlar gerçekten orada, evlenecekleri insanı mı seçiyor? evlenilecek kişi, pazardan seçilen domatesten farksız mı? önlerdeki domateslerden olsun, fazla ezik olmasın, kızarmış, bol güneş görmüş olsun, sulu olsun, bahçe domatesi olsun, hormonlu olmasın... amele pazarları var bilir misiniz? pek benzemiyor gerçi. orada insanlar pazılarını şişirip göğüs germiyorlar müstakbel ve muhtemel iş sahiplerine karşı. bu ve bunun gibi programlarda ise bir tek mahrem yerlerin açılmadığı kalıyor. sahi, sizin için evlilik müessesesi mahrem değil mi? herkesin kendi içinde yaşaması gereken, en yakın dostundan bile yeri geldiğinde gizlediği bu ulvi müesseseyi ayaklar altına alıp hep birlikte çiğnemeyi göze alıyorsanız, alın size bir 'level' atlamış yepyeni bir program konsepti: çekirdek çitleyici ev hanımlarının önünde doyasıya sevişin. herkes katkıda bulunsun yorumlarıyla. oradan mikrofon isteyen bir izleyicimiz var, buyrun efendim. (seyirci mikrofonu ağzına alıp garip biçimde yalamaya başlar, tuhaf sesler yükselir)
-bence ayşe hanım bu şekilde ağzına almalı. valla ilk zamanlar ben de beceremiyordum ama daha sonra iyice belledim. bizim bey de bu şekilde zevkin doruklarında dolanıyi (zevkin dibine batasın).
yandaki genç kadın mikrofona uzanır fakat az evvelki sahneden azıcık tiksinmiş olacak, mikrofona 'mesafeli'dir:
+biz eşimle (ah 'kocamla' demiyor, ne avrupai, ne medeni...) sevişirken ışıkları kapatırız, daha egzotik oluyor (münasip yerlerinize egzos borusu penetre edin hanfendi, daha egzotik olur, hem fonetik açıdan da uyum sağlar).

topunuzun allah müstehakını versin ne diyeyim. bu ikinci program önerime en şiddetli tepkiyi verecek olan da bu programa ucundan kıyısından yahut tam ortasından iştirak edenlerdir. çünkü riya kanlarına işlemiş. çünkü modernleşmeyi, aile kavramının köküne dinamit koyan bu salak saçma programlara endekslemiş durumdalar ve fakat olay cinsi münasebete gelince en katı muhafazakar kendileri kesilirler. aradaki yaman çelişkinin farkına varamayacak kadar da aptaldırlar. inanın böyle insanlarla aynı ülke vatandaşı olmaktan tiksiniyorum. ne önemi var demeyin. bu çarpık anlayış, birlikte yaşadığınız insanların tercihlerine tahammül etmek zorunda olduğunuz müddetçe, gün gelir sizin de hayatınızı zehreder. ki, bu programın varlığını bilmek bile yeterince tiksindirici...