`nihavend dã»yek` bir şarkı. güftekarın affına sığınarak aşağıdaki yazı ile şarkı adını kirleteyim biraz...
aziz nesin'in dizeleri uçuşuyor gözlerimin önünde. hatta, böyle bir ilkmayıs akşamında, 75 mumluk ölgün bir lambanın altında, masanın üzerine kurulmuş kağıda uzanan ince uzun parmaklar: kafam bulanıyor. rakıya veriyorum...
"ya zamanından çok erken gelirim,
dünyaya geldiğim gibi;
ya zamanından çok geç,
seni bu yaşta sevdiğim gibi...
mutluluğa hep geç kalırım;
hep erken giderim mutsuzluğa...
ya her şey bitmiştir çoktan,
ya hiçbir şey başlamamış...
öyle bir zamanına geldim ki yaşamın;
ölüme erken sevgiye geç.
yine gecikmişim bağışla sevgilim;
seviye on kala ölüme beş..."
geç kalmak, erken gelmek bir yana aşık vasıl olduğunda seviye on, ölüme beş varsa vakit, denir ki: sevi ölümden ötedir. taşikardiden mustarip bir kalbin sahibi, sevi mevzuubahisse şayet, nasıl dakik olsundur ki? 'aritmi' kanına işlemiştir artık. ya, heyecanına yenilip eteğindeki tüm taşları dökebilmek adına heyecanla hareket edip aceleci sayılacak... yahut hissiyatının olgunlaşıp belli bir merhaleye ulaşmasını bekleyecek, heyhat bu sefer de geç kalmış olacak. ortası yok mu bunun?
bir swatch reklamı: bir yatak. yatakta birbiriyle sırt sırta, bir kadın ve bir erkek. erkeğin üzerinde 'hep erken' yazmakta; kadının üzerinde 'hep geç'. ne kadar da andırıyor bana bu şiiri... sonra slogan: swatch, formda kal!
aziz nesin'in dizeleri uçuşuyor gözlerimin önünde. hatta, böyle bir ilkmayıs akşamında, 75 mumluk ölgün bir lambanın altında, masanın üzerine kurulmuş kağıda uzanan ince uzun parmaklar: kafam bulanıyor. rakıya veriyorum...
"ya zamanından çok erken gelirim,
dünyaya geldiğim gibi;
ya zamanından çok geç,
seni bu yaşta sevdiğim gibi...
mutluluğa hep geç kalırım;
hep erken giderim mutsuzluğa...
ya her şey bitmiştir çoktan,
ya hiçbir şey başlamamış...
öyle bir zamanına geldim ki yaşamın;
ölüme erken sevgiye geç.
yine gecikmişim bağışla sevgilim;
seviye on kala ölüme beş..."
geç kalmak, erken gelmek bir yana aşık vasıl olduğunda seviye on, ölüme beş varsa vakit, denir ki: sevi ölümden ötedir. taşikardiden mustarip bir kalbin sahibi, sevi mevzuubahisse şayet, nasıl dakik olsundur ki? 'aritmi' kanına işlemiştir artık. ya, heyecanına yenilip eteğindeki tüm taşları dökebilmek adına heyecanla hareket edip aceleci sayılacak... yahut hissiyatının olgunlaşıp belli bir merhaleye ulaşmasını bekleyecek, heyhat bu sefer de geç kalmış olacak. ortası yok mu bunun?
bir swatch reklamı: bir yatak. yatakta birbiriyle sırt sırta, bir kadın ve bir erkek. erkeğin üzerinde 'hep erken' yazmakta; kadının üzerinde 'hep geç'. ne kadar da andırıyor bana bu şiiri... sonra slogan: swatch, formda kal!