eflatunun 'efendim bana mı seslendiniz' diyerekten şehr-i istanbul'u tavaf etmesi fonda yapılan tasvirlerle esas konunun ne olduğunu çok iyi bezemiş olan romandır bu roman.

tarihselleştime metodu ile nasıl ki yobazlaşıp özünü kaybedip şekilciliğe önem veren ve bu sekilcilikle esas niyetin gizlendiğini izahat eden bu romanda, hazret-i isa'ya gönderme yapmak - ah be babalık niye camura yattın- herhalde kuru sıkı atmak değil olanı biteni izahat etmektir.

nasıl ki hazret-i isa'yı çarmıha geren zihniyet, ortaçağa hüküm sürmüş ise günümüzde de sürmektedir.

mesela kalın musa kendisine verilen zümrütü anka kuşunun yumurtasını yemiştir. eh insanlıkta biraz kart musa'ya benzemiyor mu?

romanı bitirdikten tenni tenni tenni nameleri kafamda üsüsmekle beraber matraklıkla sarmalanmış epikliğe tadını doya doya içtiğim bir eserdir.

gariptir ki entel arabeskciliğin revaçta oldugu bu devr-i devranda hala objektif biraz da okuyucunun sezgilerine güvenen ve okuyucuyu dangalak yerine koymayan metinler kaleme alınmaktadır ve ihsan efendi bunun bayraktarılarından biridir.

bir o kadar güncel ve evrensel bir eserler kaleme aldığı için uzun ihsan efendiye uzun ömürler dilemekteyiz ki kendisi daha çok eserler kaleme alsın.
tümünü göster