elbette bunun mamak ile bir alakası yok. aslen ne ile alakası var onu da bilmiyorum ya, neyse. bu uyuyamam sorunu, doğduğum günden bu yana var diyorum, kimsecikler inanmıyor. hemen aile albümünden çakıyorum 2-3 tane fotoğraf, apışıp kalıyorlar. sikeynırım olsa, buraya da çakardım.

bu uyuyamama sorunu bende küçükken baş göstermiş, bir daha da düzeltilememiş. düzeltemedim yani. o kadar uğraştım, ettim, 'ı ıh', tık yok anasını satayım. annem misafirliklerde filan, arka odaların birine sallarmış beni, uyusun da içeri geçeyim, sohbete katılayım diye düşünürmüş kadın lakin, uyur mu bu canavar beh.. bir keresinde psikopat-manyak-alkolik bir aile dostu biberonda viski içirmiş sulusundan ama, bir etki yapmamış tabii. genlerimde alkol olduğunu bilmiyordu herhalde.. uzun zaman düşündüm, acaba ben çocukken niye uyuyamıyordum diye. hani beni beşikteyken kerttikleri bir aşkım filan da yoktu. düşünecek biri yoktu. sorun yoktu. elim sikimde emekleyip, sütümü içiyor, ana kucağında keyif yapıyordum. derdim neydi neydi neydi diye düşündüm, bulamadım. hani şu an biri gelse dese ki, bu sorun senin çocukluğuna alakalı yavrum, gel bi' inelim çocukluğuna diye söylense, hiçbir şey bulamaz şerefsizim..
bu sorun pederi çileden çıkartmış doğal olarak. adam karısıyla başbaşa kalamıyor, gittikleri yerde de ben rahat durmuyorum. doğal olarak gıcık olmaya başlamış bana. bir gece işten geldiğinde annem, 'bey gel de şunu biraz sallayalım' diyerekten, beni uyutma operasyonuna girmişler. başarmışlar diye yazmak isterdim de, olmamış be gözüm. yaklaşık olarak 2 saat battaniyenin arasında bir sağa bir sola doğru sallanırken, babam, 'mına korum layyynn' diye isyan etmiş ve battaniyenin ucunu bırakmış.

sonuç: gözü yaşlı bir anne. çocuğu kucağında hastaneye doğru giden bir adam. kafası yarılmış bir bebek (ama ne bebek diğ'mi?)

hadi ben o zamanlar küçüktüm, ufaktım, belki biraz manyak, belki biraz gudiktim. ulan şimdi niye uyuyamıyorum. ah, elbette benimki de laf. te o zamanlar hiçbir sorunum yokken uyuyamıyordum, şimdi nasıl uyuyayım di mi ama..

orta okul yıllarında, hani şu sivilcelerin hortladığı, bacak arasındaki organın hareketlendiği, aşk kavramının bi' yerlerime girmeye başladığı yıllar. hani geceleri hep o güzel kızı/erkeği düşündüğümüz yıllar. erkek düşünmüyordum tabii de, hani düşünenler olur belki, bilemiyorum o kadarını.. tek düşündüğüm erkek, aynada gördüğüm erkekti. hala görüyorum gerçi. neyse, işte o yıllarda bu uyuyamama sorunu biraz da olsa düzeldi. bir sevgilim yoktu. karnım tok, cebim dolu, ayakkabım afilliydi. güzel günlerdi bak, özledim şimdi..

lise yıllarında, hani şu 'oğlum karı düşürdüm de, ev yok lan' dediğimiz yıllar. o günler ne günlerdi beh.. hani seviliye sarılıp uyuma hayalli içerisine girdiğimiz, lise aşkları furyası dönemi. ben hiç sevgiliye sarılarak uyumadım. daha doğrusu sarıldım da, uyuyamadım. hatunun götünde pireler uçuşurken, ben, tavandaki örümceğin ne bok yiyeceğini merak edip, sabaha kadar onu izledim. hatun sabah uyandığında da, 'aşkım, erken uyanmışsın' gibi bir tepki verdi.. evet uyandım ve seni izliyordum gibi bir lafla romantizmi tavan yaptırıp, örümceğin biraz romantik olmasını sağladım. şu an o örümcek ne bok yiyor bilmiyorum ama, çok örümcek götürdüğüne eminim.

sonra,
sonra birgün çok kafam bozuktu. jeff buckley dinliyor, zırlıyor, gözlerim pörtlemiş bir şekilde dolanıyor lakin, hala uyuyamıyordum. ah, elbette uyuyordum da, sızıyordum yorgunluktan.

sonra,
sonra birgün çok içtim, çok ağladım, çok güldüm ve çok güzel uyudum.

sonra,
sonra hep içtim, hep güldüm, hep ağladım ve uyudum.

sonra,
içtim ve uyudum.

şimdi,
içmedim ve uyuyamadım.

çıkarım: uyuyamamak bünye ile alakalı bir durum. elbette uyumayı tetikleyecek şeyler var. örneğin alkol gibi, müzik gibi, sevgili gibi. ben bunlardan en salakça olanını seçtim.

mutlu muyum? param olduğu sürece evet...