bilinçli ve en faydalı hümanist bireyin savunması gereken tavırdan bahsetmek niyetindeyim. hümanizm kavramının serin ve bir o kadar emin gölgesinde, zevkü sefa etme hevesinde olanların büyük infiallerin de müsebbibi oldukları aşikar.

nasıl ki; küçük bir çocuğun, çam yarması, zebellah kırması bir adam tarafından sille tokat dayak yemesine seyirci kalmak ''tarafsızlık'' olarak değerlendirilemezse, insana zarar verene, insan sıfatını layık görerek ve ''yaradılanı severiz yaradandan ötürü'' ilkesine dahil ederek de zulme ortak, zalime alkış etmiş oluruz.

bu bağlamda, bir hümanistin herkesi sevmesi ve pollyana heyecanıyla evrensel bir hoşgörü çağrısında bulunmasına gerek yok. tanklar tarafından öldürülen küçük çocukların, kompleksli eş/dost/akrabadan dolayı iteklenen engellilerin, ihtiyarların intikamını alamıyor iseniz, en azından faillerini sevmeme yolunu seçiniz. ki bu da etiğin ucundan bir köşesinden tutmuş olduğunuz anlamına gelir. belki bütünlemeden geçersiniz.