çocukluğumun bana ne kadar haram olduğunu şimdi düşününce bir şekilde ispat eden plastik parçaları. yalancı ve sabit yüzler. yo pardon yalancı değil, yüzlerinde işaret olmadığı için fazla dürüstlükleri onları bu dünyaya yalancı gibi gösteriyor, aşırı dürüstlük yalandır ki zaten. değil midir?
ya bir saniye, dürüstlük mü diyorduk önce yoksa haram mı?..
haram.
cinsel konularda ilk sapkınlığımı ortaya çıkarmıştır bu plastikler. cinsel dünyada prezervatiften önce tanıştığım plastik parçalar... barbie'nin kıçına bakıp ken ile barbie'yi çiftleştirme hevesi...
ne yapıyorduk?..
ne yapıyordum?..
onları hiçbir zaman alıp koynuma uyumadım. o yaşımda bile bir erkek ve bir kadinin aynı yatakta asla uyuyamayacağını ezberlemiştim. çünkü ikisi de uyutmazdı birbirini. uyutmazlardı. biri yavşayıp mıncıklar, biri hakaret eder, küfür eder, tersler, aşağılardı.
veya ikisi de ortak hareketlerle ateşli bir gece geçirirdi.
aynı yatak iki cinse haramdı aslında. böyle bir uydurmanın insanlara getireceği pozitif etkileri hiçbir zaman düşünmek istemedim. ken ile barbie'yi hiçbir zaman aynı oyuncak kutusuna koymadım. biri tv üstünde (belirtmeden geçemeyeceğim, profilo idi, üstünde beyaz dantel.), diğer oyuncak sepetinde, kamyon kasalarından birinde...
oyuncak askerlerim olmadı hiç mesela. hiçbir zaman heves etmedim. o zamanlarda bunların cinsel bir hayatının olmadığına kanaat getirmiştim.
ya bir saniye. çocukluğumun böyle cinsel sapkınlıklarla geçtiğini düşünenler, size sesleniyorum, beni dinleyin, hop! ben de misket oynadım, çamura çivi soktum, topaç çevirdim. beni de hacıya hocaya götürdüler, soğan koklattılar. ishal bile oldum!
durun!
ben içinizden biriyim?!
hanginiz eline ossurup bunu koklama deneyiminden alıkoyma cesaretini gösterdi ki?..
ya bir saniye, dürüstlük mü diyorduk önce yoksa haram mı?..
haram.
cinsel konularda ilk sapkınlığımı ortaya çıkarmıştır bu plastikler. cinsel dünyada prezervatiften önce tanıştığım plastik parçalar... barbie'nin kıçına bakıp ken ile barbie'yi çiftleştirme hevesi...
ne yapıyorduk?..
ne yapıyordum?..
onları hiçbir zaman alıp koynuma uyumadım. o yaşımda bile bir erkek ve bir kadinin aynı yatakta asla uyuyamayacağını ezberlemiştim. çünkü ikisi de uyutmazdı birbirini. uyutmazlardı. biri yavşayıp mıncıklar, biri hakaret eder, küfür eder, tersler, aşağılardı.
veya ikisi de ortak hareketlerle ateşli bir gece geçirirdi.
aynı yatak iki cinse haramdı aslında. böyle bir uydurmanın insanlara getireceği pozitif etkileri hiçbir zaman düşünmek istemedim. ken ile barbie'yi hiçbir zaman aynı oyuncak kutusuna koymadım. biri tv üstünde (belirtmeden geçemeyeceğim, profilo idi, üstünde beyaz dantel.), diğer oyuncak sepetinde, kamyon kasalarından birinde...
oyuncak askerlerim olmadı hiç mesela. hiçbir zaman heves etmedim. o zamanlarda bunların cinsel bir hayatının olmadığına kanaat getirmiştim.
ya bir saniye. çocukluğumun böyle cinsel sapkınlıklarla geçtiğini düşünenler, size sesleniyorum, beni dinleyin, hop! ben de misket oynadım, çamura çivi soktum, topaç çevirdim. beni de hacıya hocaya götürdüler, soğan koklattılar. ishal bile oldum!
durun!
ben içinizden biriyim?!
hanginiz eline ossurup bunu koklama deneyiminden alıkoyma cesaretini gösterdi ki?..