yetki istiyorum. ne bileyim aralarında dolaşıp ters giden ne varsa düzüne çevirmek filan olabilirdi. her şeye tek başına yetişebilir elbette tanrı, ama bu mükemmelliği çok tartışılan düzenin bi parçası olmak yetmiyor olamaz mı? bir vazife daha fazlası, zaten daha kolayı, daha işe geleni, ne bileyim sırf çok istediği için bi adam kayrılamaz mı?

sıkıldım hı hı. ömürlerin boy ortalaması insanlarınkinden uzun bence. neremi neye göre uzatacağım? dedim ki ona "acımın ya bacakları dışarda kalıyor ya da kolları." o da "yorganın altına saklandığında sana sarılanım ben." dedi. iyi de kaç kişi olduk şimdi bu tek kişilik yatakta? zaten ben durmadan bölünerek çoğalıyordum. sporla filan da üreyebilirim sorun olmaz, azıcık aseksüel olsun dünya yeter ki. ama bakabileceğin kadar çoğal diyorlar bana ya, o kötü işte. her seferinde "nolcak," diyorum, "ambulansı gurur meselesi yapmayacağımıza göre?" ama sonra o ambulans ben ne zaman arasam, "hanfendi ayılmaya bayılmaya gönderemiyoruz malesef, ayaklarını kaldırın hastanın beynine kan gitsin." filan diyor, "geç" gene iyi - "hiç" gelmiyor. mecburen amuda kalkıp ters bakıyorum dünyaya ben. kan ise yer çekimine bana mısın demiyor. sinirlenip dışarı döküyorum o kanı bir delikten. birimizi daha doğuruyorum, birimizin öldüğü yerden.

en kötü günümüz üçtü, kafaya takmaya gerek yok. şimdi alt sınırı bir yürek daha artırdığımıza göre, "ben de ölücem bana ne, sevmedim burayı, çok sıkıcı." diye mızmızlanacağın zamanlara dek başımı yastıktan ayırmıyorum. aramızda kalsın, dünya hakkaten rahat bir yer, yine de her krizi yorgan altı yapma hakkımı saklı tutuyorum. annemin sesini duyuyorum sonra, psikopat bi hatundu oldu olası;

"var imiş bi dungangaaa
yer imiş çocuklarııı
duuunganga dunganga"
tümünü göster