geçenlerde ismi lazım değil bir bir yerde birini beklerken arkama arkama bir araba park etti. ben sigara mı fosur fosur tellendirşip radyoda müziğimi dinliyordum.

arkama park eden arabanın sahibi pardon dedi. geri geri çıkmayın size çok yanaştım dedi ve teşekkür etti. esas ben teşekkür ederim dedim. beklediğim arkadaşım geldi bagajı açtım. torbaları yerleştiriken gırgır geçtierken arkadaşım bekleyen kadınla muhabbet etmeye başladı. derden tepeden konuşmaya başladılar.

kadının tek kızı evlenmiş ve yurt dışına gitmiş. orda çocuğunu doğrurken vefat etmiş. arkadaşıma neyim olduğunu sordu. arkadaşım iyi bir arkadaştı ve sadece arkadaşız dedi. kadınsa eğer kızı yaşasaydı beni kızıyla evlendirileceğini söyledi.

elbette arkadaşım neden dedi. demin ki olaydan bahsetti. ben de neden teşekkür ettiğimi şöyledim. eğer kadın beni uyarmasaydı geri vitese takıp kaza yapabileceğimi şöyledim.

aradan bir çok zaman geçti. sadece arkadaş olduğum kişiyle aramıza mesafeler girdi. bugünlerde telefonla konuştuk. beni tebrik et dedi. niçin dedim.

yeni bir ilişkiye başladığını ve benim bir bardak soğuk su içmem gerektiğini şöyledi. kızı ölen kadından bahsedip olayı hatırlattı ve o gün bana teklifte bulunsaydım beraber aynı yolu yüreyebileceğimizi ve hatta söyledi.

bir şey diyemedim. çünkü bu saatten sonra nedesem boştu. aklıma lord alfred tennysondan bir dize geldi:

nefret ediyorum meydanlardan ve insanlardan

gelçi bu maude şiirinden maude u çağırıyor bir yakarış...

hadi ben o gün onun duygularını anlamayacak kadar öküzüm eh o da duygularını açamayacak yahut ima da bile bulunamayacak kadar kabız mı? gerçi hiç kabız bir insan değildi arkadaşım.

ne yazık ki bir kişinin daha üzerini çizmek zorunda kaldım. zaten çize çize kağıtta beyaz yer kalmadı ve yazıları seçmek ise pek güç.

efendim bu konumuza başlık olan dize mayakovski'nin intihar mektuundan alınan bir dizedir.

gerçi bu yüzden intihar edecek değilim tersine yaşayasacağım. yaşarken o kadar çok ölüyorsun ki intihar etmek yaşadıça fuzuli bir eylem haline geliyor.

şair fuzuli den gayrı fuzuli şeyleri sevmem hatta bu fuzuli şeylerin toplamına yaşam dense bile.

yazının sonunu bağladım, içimdekileri yazdım bitirdim.

ve ayrıca kartaca yıkılmalıdır...